Ayasofya Camii’ne atanacak olan iki imamdan birisi olarak
ifade edilen Ferruh Muştuer, biyografisi ile araştırılan isim olmaya başladı.
Daha önce Ayasofya’da Fetih Suresi de okuyan Ferruh Muştuer, 2015 yılında Dünya
Kuran-ı Kerim okuma yarışmasında birinciliği elde etmişti.
MEHMET YAYLIOĞLU – yenikutahya.com
Ferruh Muştuer, Ayasofya’nın Camii vasfını kazanmasının
ardından buraya atanacak 2 isimden birisi olarak gündemde yer almaya başladı.
Pek çok kişinin biyografisi ile araştırdığı Ferruh Muştuer, Kuran-ı Kerim
tilaveti ile ödüller kazanmış ve ülkemizi uluslararası platformlarda temsil
etmiştir. Peki, Ferruh Muştuer kimdir nereli kaç yaşında? İşte, o isim hakkında
merak edilen detaylı bilgiler.
FERRUH MUŞTUER KİMDİR NERELİ KAÇ YAŞINDA?
Ferruh Muştuer, 1971 yılında Kütahya’da doğdu. Hafızlık ve
orta öğrenimini Kütahya’da tamamladı.
1996 yılında Tavşanlı ilçesinde müezzin-kayyım olarak göreve
başladı. 2006-2010 yılları arasında Avusturya’da din görevlisi olarak görev
yaptı.
2010- 2013 yılları arasında Kütahya Ulucamii’nde İmam Hatip
olarak görev yaptı.
İstanbul Haseki Eğitim Merkezi Kıraat Bölümü’nü tamamlayarak icazet aldı. 2015 yılında Kuveyt’te düzenlenen Uluslararası Kur’ân-ı Kerîm’i Güzel Okuma Yarışması’nda birinci oldu.
2013 yılından beri İstanbul Eminönü Yeni Cami İmam Hatibi olarak görev yapan Ferruh Muştuer evli ve üç çocuk babası.
Çok bunaldınız ve uzun süren yorucu bir
tempoya biraz ara verip kendinizi harika bir tatille yenilemek istiyorsunuz. Bu
noktada sizin için çok iyi bir çözüm olacak Aegean Park var. Sınırsız eğlence
ve nihai huzuru bir arada bulabileceğiniz bir yer düşünün; Türkiye’de akla ilk
gelen yerlerden biri Marmaris olacaktır.
Özellikle sınırsız eğlence fikri de işin içine girecekse Marmaris, Muğla’nın bir ilçesi ve en gözde tatil merkezlerinden birisidir. Marmaris’in en çarpıcı özelliklerinden birisi muhteşem bir denize harika bir güneşle sahip olup eğlence olanaklarının ise çok yüksek standartlarda olmasıdır. Marmaris’te bulunan Aegean Park Hotel bugüne dek binlerce yerli ve yabancı turistin tatil duraklarından biri oldu. Tüm tatil severlerin ortak özelliklerinden birisi de şüphesiz Marmaris’in sunduğu tatil kalitesinin çok yüksek olmasıydı.
Marmaris’in kendisi eşsiz olduğu gibi bir de
dillere destan bir doğası bulunmaktadır. Harika bir tatili muhteşem doğa
gezileriyle, Marmaris’in benzersiz tarihini öğrenebileceğiniz rehber eşliğinde
kültürel faaliyetleriyle ve şehrin harika enerjisiyle taçlandırabilirsiniz.
Marmaris içindeki muhteşem tatil olanaklarının dışında konumuyla da tatilinizi
genişletebilir ve size muhteşem alternatifler sunabilir. Çevresinde Türkiye’nin
ve Ege’nin en güzel güzelliklerini barındıran Marmaris, içi ve dışıyla bu kadar
beğenilen nadir tatil merkezlerindendir. Gündüz vakitlerindeki tatil ve eğlence
etkinliklerini gölgede bırakacak büyüleyici bir gece hayatı bulunan Marmaris
birçok tatil seçeneklerine tek başına yanıt verebilecek kocaman bir tatil merkezidir.
Marmaris’in muhteşemliğini taşıyan ve onunla
birlikte parlayan Aegean Park tatil severler için çok harika bir seçenek
olacaktır. Aegean Park ayrıcalık ve konaklama standartları ile Marmaris’de
yapacağınız eşsiz tatili kusursuz bir hale getirebilirsiniz. Aegean Park’ın en
önemli avantajlarından birisi konumudur. Marmaris’in tam merkezinde bulunan
Aegean Park’ta aileniz, arkadaşlarınız veya sevdiklerinizle çok değerli anılar
paylaşabilecek, çok farklı deneyimler kazanarak yorucu hayatınıza ara verdiğiniz
süre itibariyle çok mutlu olabileceğiniz fırsatlar sunmaktadır. Marmaris birçok
yerli ve yabancının da merkezi konumu itibariyle tercih ettiği bir tatil
beldesidir. Siz de Marmaris’in kalbinde unutulmaz anlar yaşamak ve harika bir
konaklama deneyimi ile tatilinizi bambaşka bir boyuta taşımak isterseniz
adresiniz Aegean Park Hotel olacaktır.
Her şey Dahil Özelliğiyle: Aegean Park
Hotel
Aegean Park konumunun avantajlarıyla birlikte
insan ilişkilerinde kuvvetli ve sektörde deneyimli uzman personellerle çalışır.
Bununla birlikte tüm tatiliniz boyunca oldukça verimli vakit geçirmeniz ve
keyfinizin hep yüksek bir noktada kalması hedeflenir. Marmaris’in kalbindeki
etkinlikler dışında otel içerisinde bulunan mükemmel yeme içme olanakları
lezzetli bir yemek keyfini size özenle tattıracaktır. Otelin bünyesinde bulunan
harika havuzlar gündüz vakitlerindeki sıkıcı sıcakların üstesinden keyifle
gelmenizi sağlayacaktır. Çocuk misafirlerini de ihmal etmeyen Aegean Park,
temiz ve keyifli bir çocuk havuzuyla da çocukları da mutlu etmeyi ihmal
etmiyor.
Konumu ile en çok tercih edilen tesislerden
olan Aegean Park Hotel bünyesinde; 2 adet açık havuz, 1 adet çocuk havuzu, özel
plaj, açık ve kapalı restoran, kablosuz internet, bar, çamaşırhane ve kuru
temizleme hizmetleri sunulmaktadır. Denize 200 metre mesafede olan Aegean,
Marmaris Otogarına yalnızca 4 km mesafede bulunuyor. Barlar Sokağı’na ise 1 km
mesafede bulunarak Marmaris’in merkezinde bulunuyor.
Güneş
ışınlarının deriyi yoğun bir şekilde etkilemesi sonucu ortaya çıkan, deriden
daha koyu renkli oluşumlara güneş lekesi adı verilmektedir. İngilizceden
çevrildiğinde karaciğer lekeleri olarak adlandırılsa da bu oluşumların
karaciğer ile hiçbir alakası bulunmamaktadır.
Eğer güneş lekeleri kahverengi ise ve boyutları büyük ise bu lekeler melazma olarak adlandırılmaktadır. Bu güneş lekesi genellikle ilerleyen yaşlardaki koyu tenli kişilerde görülmektedir. Melazmalar vücut genelinde daha çok yüz bölgesinde görülmektedir çünkü yüz diğer vücut bölgelerine oranla güneşe daha fazla maruz kalmaktadır. Bu güneş lekeleri kadınlarda erkeklere oranla daha fazla oluşmaktadır.
Yaygın
olarak görülen diğer bir güneş lekesi türü ise lentigodur. Bu güneş lekeleri
genellikle cildin uzun yıllar güneşe maruz kalması sonucunda ortaya
çıkmaktadır. Bundan dolayı lentigolar genellikle ilerleyen yıllarda görülmektedir.
Lentigo aynı zamanda yaşlı lekeleri olarak da adlandırılabilmektedir.
Güneş
lekeleri her cinsiyette ve ırkta farklı oranlarda görülmektedir. Örneğin; melazmada
daha çok kadınlar ön plandayken, lentigoda ise erkekler ön plandadır.
Bunun yanı sıra malezma teni koyu olan ırklarda daha fazla görülmektedir.
Güneş Lekesinin Belirtileri Nelerdir
?
Güneş
lekeleri ciddi sağlık sorunlarına yol açacak belirti ve bulgular ortaya çıkaran
bir durum değildir ancak kişilerde estetik kaygıyı ön plana çıkarabilmektedir.
Deride
birçok nedene bağlı olarak leke oluşumu gözlenebilmektedir. Ancak güneş
lekeleri kahverengi ve siyah renklerde göründüğü için diğer lekelerden kolay
bir şekilde ayrılmaktadır. Bu güneş lekelerinde aynı zamanda herhangi bir deri değişikliği
meydana gelmemektedir.
Güneş
lekelerinin görünümü için genel bir tanım yapılacak olursa;
Güneş lekeleri dokuda
değişikliğe neden olmaz.
Güneş lekeleri genellikle yaz
aylarında ortaya çıkar.
Güneş lekeleri genellikle
güneşe maruz kalındığında ortaya çıkar.
Güneş Lekesinin Nedenleri Nelerdir ?
Güneş
lekeleri diğer birçok lekede olduğu gibi deriye has olan melanin hücresinin
aşırı bir şekilde artması sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak bu artışın
mekanizması tam olarak bilinmemektedir fakat bazı faktörlerin bu durumu
hızlandırdığı düşünülmektedir. Özellikle uzun süre güneş ışınlarına maruz
kalma, cilt koyulaştıma işlemleri veya UV ışınlarına maruz kalma gibi faktörler
cilt lekeleri için risk oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra ağızdan alınan doğum
kontrol ilaçları, hormon tedavileri, radyasyon ışınları, tiroid bezi
hastalıkları, kozmetik ürünler, epilepsi ilaçları ve stres de güneş lekesi için
risk oluşturmaktadır.
Güneş Lekesinin Tedavisi Nasıldır ?
Günümüzde güneş lekelerinin tedavi yöntemleri vardır. Güneş lekesi teşhisi nasıl koyulur ise koyulsun öncelikle dermatologların hastaların vücudunda ortaya çıkan lekeleri iyi bir şekilde gözlemlemelidir. Görünüş itibari ile diğer cilt lekelerinden kolay bir şekilde ayırt edilebilse de kimi zaman yanlış tanı sonrasında yanlış tedavi yöntemlerine başvurulabilmektedir. Bundan dolayı iyi bir gözlemin ardından kesin tanıyı koymak için deriden örnekler alınabilir. Güneş lekesinin kesin tanısı konulduktan sonra çeşitli ilaçlar ve kremler kullanılarak güneş lekeleri ortadan kaldırılır.
Güneş
lekesi tedavisinin temellerine geçmeden önce bilinmelidir ki bu tür tedaviler
yalnızca uzman bir dermatolog kontrolünde klinik ortamda gerçekleştirilmelidir.
Sertifikası olmayan veya merdiven altı olarak tabir edilen yerlerde yapılan bu
tedaviler hastaların iyileşmesini sağlamadığı gibi daha ciddi sağlık
sorunlarına da yol açabilmektedir.
Güneş
lekeleri ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir tablo olmadığı için tedavi
gerektirmemektedir. Ancak özellikle kadınlarda estetik kaygının ön planda
olmasından dolayı görünümün düzeltilmesi için çeşitli tedavi yöntemlerine
başvurulabilmektedir.
Güneş
lekesi tedavisinde en sık başvurulan yöntem renk açıcı kremlerdir. Bu kremler
genellikle kortikosteroid ve retinol etken maddeleri içermektedir. Düzgün bir
şekilde uygulandığında kısa süre içerisinde başarı sağlanabilmektedir.
Güneş
lekesi tedavisinde başvurulan diğer bir tedavi yöntemi ise kriyoterapidir. Bu
tedavi yönteminde cilde azotlu ilaçlar püskürtülür ve güneş lekesinin geçmesi
sağlanır. Ancak bu tedavi yönteminde iz kalma riski bulunduğu için uzman
bir doktor tarafından uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra güneş lekelerinde lazer,
dermabrazyon, yoğun atımlı ışık ve microneedling gibi tedavi yöntemlerine de
başvurulmaktadır.
Bu
tedaviler güneş lekelerini ortadan kaldırabilir ancak güneş lekelerinin
tekrardan oluşmasını önleyemez. Bu nedenle güneş lekelerinin tekrardan ortaya
çıkmasına zemin hazırlayacak faktörlerden uzak durmak güneş lekelerinin nüks
etme olasılığını en aza indirecektir. Bu lekeler tedavi edilmese daha hiçbir
sağlık sorununa yol açmayacaktır.
Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu bölümünde konumlanan
Kütahya, zengin tarihinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de Türkiye’de mutlaka
görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Keyifli ve yeni
deneyimler kazanacağınız bir şehir gezisinin yanı sıra burada yer alan termal
kaynaklar, sağlık dolu bir konaklama deneyimine de ev sahipliği yapmaktadır.
Türkiye’nin en eski şehirlerinden biri olan Kütahya, köklü
tarihini kültürünün yanı sıra mutfağına da yansıtmış olup, yeni lezzetler
tatmak isteyen konuklar için de elverişli seçeneklerden biridir. Kütahya
seyahatiniz öncesinde mutlaka görmeniz gereken yerleri ve şehrin en özel
lezzetlerini tadabileceğiniz meşhur restoranları yazımızla öğrenebilir,
kendiniz için kapsamlı bir gezi planı hazırlayabilirsiniz.
Kütahya Seyahatiniz
Sırasında Mutlaka Görmeniz Gereken 7 Yer
Evliya Çelebi’nin doğum yeri olan Kütahya, tarih tutkunları için gezilecek pek çok yer sunarak, dolu dolu bir tatil deneyimi yaşamanıza olanak sunmaktadır. Bu özelliğinin yanı sıra şehrin yemyeşil ormanları doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenler için öne çıkmaktadır. Seyahatinizi planlarken Kütahya gezilecek yerler hakkında önceden bilgi almanız ve zamanınızı daha verimli kullanmanız önerilmektedir.
Aizanoi Antik Kenti,
tarih tutkunları için şehrin en dikkat çeken gezi durakları arasında yer
almaktadır. Kütahya’nın Çavdarhisar mevkiinde yer alan bu tarihi değer, Roma
İmparatorluğu’nun en önemli antik kentlerinden biridir. İçerisinde yer alan
Zeus Tapınağı, Macellum ve tiyatro kompleksi bu yapıyı kusursuz kılmaktadır.
Antik kentin bu alanlarının dışında dikkat çeken noktaları ise su kanalları,
agoraları ve nekropolleridir.
Frig Vadisi,
eşsiz manzarası ile şehrin en büyüleyici noktalarından biridir. Doğasının yanı
sıra Frigyalıların M.Ö 9.yy’da yaşadığı yerler arasında öne çıkmaktadır. Bu
vadi volkanik tüflerden meydana gelmiştir. Kayaların oyulmasıyla da üzerinde
tamamen doğal bir mimari yapı oluşmuştur. Frig Vadisi’ne gelerek Ana Tanrıça
Heykeli’ni, zengin süslemeleri ve üçgen alınlığı mutlaka görmeniz
önerilmektedir.
Domaniç Ormanları, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında büründüğü eşsiz manzara ile en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. 30 kilometrekarelik alana sahip olan orman, dünyada sadece burada görülen ağaç türlerine sahip olması ile öne çıkmaktadır. Kütahya tatiliniz sırasında benzeri olmayan bir doğa gezisi deneyimi yaşamak ve hem oksijeni bol hem de huzur dolu bir atmosferde vakit geçirmek için gezi listenize Domaniç Ormanları’nı mutlaka eklemeniz gerekmektedir.
Kütahya Kalesi, şehrin kurulduğu ilk yer olan Hisar Tepesi’nde konumlanmaktadır. Kütahya Kalesi, Antik Çağ’dan günümüze kadar gelen en önemli tarihi yapılardan biridir. M.S 5.yy’da Bizans İmparatorluğu tarafından inşa edilen kale 3 bölümden oluşmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise restore edilmiştir. Döner gazino, mescit, kahve ve çeşme bölümleri bulunmaktadır.
Çinili Camii,
dünyada eşi benzeri olmayan bir yapı olup, şehirde mutlaka görülmesi gereken
yerlerin başında yer almaktadır. Dış süslemeleri mavi renkli Kütahya çinisi ile
yapılmıştır. Orta Asya mimarisini yansıtan bu eşsiz dini yapının dışı kadar iç
süslemeleri de hayranlık uyandırmaktadır. Kusursuz bir sanat eserine tanıklık
etmek için Çinili Cami’yi mutlaka listenize eklemeniz önerilmektedir. Çini
Müzesi,
şehrin yüzyıllardır süregelen çinicilik sanatının en özel örneklerini görmek
isteyen ziyaretçilere benzersiz bir deneyim yaşatmaktadır. Bu konuda açılan ilk
ve tek müze olma özelliğine sahiptir. Müzede 14.yy’dan bu yana yapılan çini
örnekleri sergilenmektedir. Tarihi bir külliye içerisinde hizmet vermektedir.
Kütahya Mevlevihânesi, Mevlevi kültürünün en önemli 3.merkezidir. Mistik atmosferi ile ziyaretçilerini büyüleyen Mevlevihane 14.yy’da inşa edilmiştir. Dörtgen planlı ve sekizgen kasnaklı yapı günümüzde cami olarak hizmet vermektedir. Mevlana’nın torunu Ergun Çelebi buraya defnedilmiştir. Giriş kapısı üzerinde XIX. yılına ait çini kitabede ‘‘Ya Hazreti Ergun’’ yazılıdır.
Kütahya’da daha kapsamlı bir gezi planlamak için önerdiğimiz en popüler 7 noktanın haricinde tüm önemli noktaları bu yazıdan görebilirsiniz.
Kütahya’nın En Meşhur
Lezzetlerini Tatmak İsteyenler İçin 7 Restoran Önerisi
7000 yılı aşkın tarihi boyunca Lidyalılardan Bizanslılara,
Selçukludan Osmanlıya pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kütahya, her
devletten izler taşımakta olup, bu özelliklerini kültürünün yanı sıra mutfağına
da yansıtmıştır. Sini mantısı, haşhaşlı gözleme, ıspanaklı şibit, gelincik ve
gül şurubu gibi pek çok özel lezzet seyahatiniz sırasında tatmanız için sizleri
beklemektedir.
Germiyan Konağı,
tarihi ve lezzeti bir arada sunan bir işletme olup misafirlerini restore
edilmiş bir konakta ağırlamaktadır. Yöresel Kütahya yemeklerini en lezzetli
şekilde tadabileceğiniz restoranın öne çıkan lezzetleri arasında sini mantısı,
sıkıcık çorbası ve kuzu güveç yer almaktadır. Kişi başı hesap ortalaması 50 –
60 TL arasındadır.
Adres: Pirler Mahallesi Germiyan Sokak No: 85 Balıklı,
Kütahya Merkez
Osmanlı Kebap,
şehrin en meşhur kebapçıları arasında yer almaktadır. Şehir halkının da en çok
tercih ettiği mekanlardan biri olan işletme de tıpkı Germiyan Konağı gibi
tarihi bir konakta hizmet vermektedir. Osmanlı kebabı, kuzu tandır ve fırın
beyti en çok sipariş edilen yemekleridir. Kişi başı hesap ortalaması 35 – 55 TL
arasındadır.
Adres: Ali Paşa Mahallesi Çamlıbahçe Sokak Kütahya
Mülayimoğulları,
et severler için şehrin en özel seçeneklerinden biridir. Öğlen ve akşam
yemeklerinin yanı sıra serpme kahvaltısı da oldukça beğenilmektedir. İşletmenin
menüsünde yer alan favori lezzetler ise paça çorbası, kiremitte İskender ve et
şiştir. 1983 yılından bu yana kalitesinden ödün vermeden hizmet veren işletmede
kişi başı hesap ortalaması 40 – 60 TL arasındadır.
Adres: İnköy Mahallesi Kara Yolu Bulvarı No:19 Kütahya
Antre Gurme,
şehrin en modern ve seçkin mekanları arasında yer almaktadır. Antre Burger’in
tadı şehir sınırlarını aşmış olup, diğer deneyebileceğiniz özel lezzetler
arasında lokum ve kuzu incik öne çıkmaktadır. Kişi başı hesap ortalaması 50 –
65 TL arasındadır.
Adres: Kütahya – Eskişehir Kara Yolu 3. km Kütahya
Güral Ocakbaşı,
özel lezzetler tadarken canlı müzik eşliğinde keyifli bir akşam geçirmek
isteyenlerin Kütahya’daki ilk tercihidir. Kebap çeşitlerinin yanı sıra yaprak
ciğeri, zeytinyağlıları ve mezeleri oldukça beğenilmektedir. İşletmede alkol
servisi de bulunmaktadır. İki kişi hesap ortalaması alkol hariç 120 – 170 TL
arasındadır.
Adres: Kütahya – Afyon Kara Yolu 7. km Kütahya
Mis Gözleme,
Kütahya’nın meşhur gözlemeleri başta olmak üzere yöresel lezzetlerinden
tadabileceğiniz en samimi işletmelerden biridir. Haşhaşlı gözleme mutlaka
tatmanız gereken lezzetlerin başında gelirken, yaren ve şibit çeşitleri de
beğenilmektedir. Kişi başı hesap ortalaması 5 – 15 TL arasındadır.
Adres: Alipaşa Mahallesi Asım Gündüz Caddesi Genç Ali Sokak
No: 9/A Kütahya
Nar Geleneksel,
şehre özel lezzetlerinin yanı sıra farklı mutfaklardan seçenekleri ile her
damak zevkine hitap etmeyi amaçlayan bir işletmedir. Renkli ve modern
dekorasyonuyla da ferah bir atmosfer yaratan işletmede tandır çorbası, kıymalı
cimcik, balkan köftesi, kuru et ve balkan şerbeti öne çıkan lezzetlerdir. Kişi
başı hesap ortalaması 30 – 50 TL arasındadır.
Adres: İnköy, Kütahya – Eskişehir Yolu, 43100 Merkez/Kütahya
Kütahya’da En
Lezzetli Ürünleri Sunan 7 Kahvaltı Mekanı
Medcezir Restoran,
hem bahçesi hem de kapalı alanı ile huzur dolu ve ferah bir atmosfere sahiptir.
Açık büfe kahvaltı hizmeti sunmakta olup, 120 çeşit ürünle farklı damak
zevklerine hitap edebilen bir işletmedir. Kişi başı hesap ortalaması 25 – 30
TL’dir.
Adres: Vefa, 43020 Kütahya Merkez/Kütahya
Refikanın Mutfağı,
ballı kaymaklı gözlemesi ile meşhur bir işletme olup diğer gözleme çeşitleri de
oldukça beğenilmektedir. Sabah kahvaltılarının en çok tercih edilen mekanları
arasında yer almaktadır. Sınırsız gözleme + sınırsız çay menüsü tercih edilmektedir.
Kişi başı hesap ortalaması 8 – 12 TL arasındadır.
Adres: Kütahya-Eskişehir Karayolu 7. Km, (Azot Fabrikası
Karşısı), 43100
Cafe Leptin,
zengin serpme kahvaltısı ile öne çıkmaktadır. Kahvaltılık soğuk ürünlerin yanı
sıra menüye dahil olan hamur işi çeşitleri de oldukça beğenilmektedir. Kişi
başı hesap ortalaması 20 – 28 TL arasındadır.
Adres: Servi, Merkez Sk. No:44, 43030 Kütahya Merkez/Kütahya
TE’PERAS, özel
lezzetleri kadar kuşbakışı şehir manzarasıyla da dikkat çeken bir işletmedir.
Hem açık büfe kahvaltı hem de kahvaltı tabağı servisi bulunmaktadır. Kişi başı
hesap ortalaması 30 – 45 TL arasındadır.
Adres: 100. Yıl Mahallesi, Kent Ormanı Küme Evleri 31/2,
43020 Göynükören/Kütahya Merkez/Kütahya
Döner Gazino, 360
derece dönüş yaparak konuklarına oturdukları yerden tüm şehri görme olanağı
sunmaktadır. Zengin serpme kahvaltısı ile doyurucu bir öğün geçirmek için
şehirde en çok tercih edilen işletmelerden biridir. Kişi başı hesap ortalaması
20 – 30 TL arasındadır.
Adres: Maruf, 43050 Kütahya Merkez/Kütahya
Begonvil Göl Keyfi,
doğa ile iç içe göl kenarında kahvaltı hizmeti sunmaktadır. Serpme kahvaltısı
oldukça zengin seçeneklerle hazırlanan işletmede kişi başı hesap ortalaması 20
– 30 TL arasındadır.
Adres: Siner, 43030 Kütahya Merkez/Kütahya
Hogwarts Cafe Kütahya,
modern dekorasyonu ve seçkin atmosferi ile şehrin günün her saatinde tercih
edilen mekanlarından biridir. Serpme kahvaltı için sunulan soğuk ürünlerin yanı
sıra kızartma çeşitleri de oldukça beğenilmektedir. Kişi başı hesap ortalaması
15 – 20 TL arasındadır.
Adres: Servi, Küçük Osman Efendi Sk. no3, 43000 Kütahya
Merkez/Kütahya
Kütahya’daki kimsesizleri yalnız bırakmayan Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, yaşlıların gönüllerini aldı. Ziyaretten memnuniyetini dile getirenler, Jandarma ekipleri ile hoş sohbet ettiler.
Kütahya Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Kütahya’daki
sorumluluk bölgelerinde ikamet eden yaşlıları evlerinde ziyaret ederek
ihtiyaçları karşılıyor.
Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri “Jandarma kimsesizlerin kimsesidir” prensibi doğrultusunda Jandarma sorumluluk bölgesinde ikamet eden yaşlıları evlerinde ziyaret ederek ihtiyaçları gideriyorlar.
Kütahya’yı da etkisi altına alan soğuk havada sokak
hayvanlarının zarar görmemesi ve yaşamlarını sürdürebilmesi için
yapabileceklerinizin listesini hazırladık.
Türkiye’yi etkisi altına alan soğuk hava ve kar yağışı
sokaklarda kalan hayvanlar için ölümcül olabiliyor. Onlar için yapabileceğiniz
küçük ama hayat kurtarıcı pek çok şey yapabilmeniz mümkün.
İşte sokak hayvanlarına yardım etmek için yapılabilecekler listesi:
Arabanızı çalıştırmadan önce tekerlekte yada motorda bir kedi olup olmadığını mutlaka kontrol edin.
İçine girebilecekleri minik bir baraka ya da soğuktan koruyacak karton sığınaklar yapın.
Sokak hayvanları için dışarıya koyulan suların içine 1 damla zeytinyağı damlatmak soğuğa karşı dirençlendirir.
Mahallenizde öncü olun, herkesin evinde pişen yemeklerinden artıklarını toplayarak birkaç kaba ayırarak parklara, kuytu köşelere koyun veya en azından kendi evinizdeki artıkları sokak hayvanları için ayırın.
Yaralı ve hasta olduğunu düşündüğünüz bir hayvan görürseniz, en yakın belediyeye haber verin.
Sokak hayvanları için koyduğunuz su donduysa değiştirmelisiniz. Metal ya da çelik su kapları suyu çabuk dondurur, kış aylarında kullanmamaya dikkat etmek gerekir.
Kuşlar için camınızın önüne ekmek kırıntıları serpebilir ya da bahçenizdeki ağaçlara ekmekler asabilirsiniz.
Düşük bir ücret karşılığında kasabınızdan 3-4 kg sakatat alıp yardıma muhtaç hayvanlar için yol kenarlarına koyabilirsiniz. Bunları ücretsiz sağlayan kasaplar da var.
Apartmanınızın kazan dairesine, apartmanın sakinlerinin de onayını alarak soğuktan ve yağıştan ıslanmış kedileri alıp bakabilirsiniz.
Aşırı olarak titreyen bir kedi ya da köpek görürseniz bu hipotermi belirtisi olabilir. Böyle bir durumda onu eve alarak yavaş bir şekilde ısıtmalısınız.
Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, yapımı devam eden müftülük binası üst pencerelerinin, sosyal medyadaki “haç” sembolüne benzetilerek çıkan tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. Müftü “artı işareti” dese de vatandaş bu cevaptan tatmin olmadı. Konuya, anında inşaat alanına giden Vali Ali Çelik müdahale edince tartışmalar sona erdi.
Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, Ali Paşa Mahallesi
Atatürk Bulvarında yüzde 82’si tamamlanan Kütahya Müftülük binasıyla ilgili,
sosyal medyada yer alan tartışmalara cevap verdi.
Kütahya Müftülük binasının şehrin yüz akı projelerinden bir
tanesi olduğunu ifade eden Müftü Demirtaş, yeni hizmet binasında bin kişilik
Müftülük Camii, yetişkin Kur’an kursu, 4-6 yaş Kur’an kursu, hizmet binası,
kitap yayın satış bürosu, okuma salonu ve 200 kişilik gençlik merkezi ile
konferans salonunun bulunacağını hatırlattı.
Mühendislik açısından binaya mecburen konulan ek kolonların
bina bittiğinde üstünün Selçuklu motifleriyle süsleneceğini ifade eden
Demirtaş, “Binamızın son bölümlerine geldiğimiz zaman kolon kirişten
kaynaklanan binanın bazı bölümlerinde ilave çıkıntılar söz konusuydu. Buna
yapacak hiçbir şeyimiz yok. Kolon kirişten mühendislikten kaynaklı bölümlerdi.
Dolayısı ile bu geçici bir durumdu. Camlar yukarı doğru kapatılacak. En zirvesine
de Selçuklu motifi konuluyor” dedi.
VALİ ALİ ÇELİK ANINDA
MÜDAHALE ETTİ
Sosyal Medyadaki tartışmaların ardından Kütahya Valisi Ali
Çelik, yanına müftüyü de alarak hemen iddiaların odağındaki inşaat alanına
gitti.
Müftülük kaynaklarının açıklamasına göre, Selçuklu mimarisi
esas alınan inşaatı süren yapıdaki; kaba inşaatta statik projenin gerektirdiği
kolon ve kirişlerin kesişmesinden kaynaklanan şu anki arızi görünümün ortadan
kalkacağını belirten Kütahya Valisi Ali Çelik, “Müftülük binası tamamlandığında
milli ve manevi duygularımızı rahatsız edecek herhangi bir olumsuzluk
kalmayacaktır. Bu noktada hassasiyet gösterip ikazda bulunan tüm hemşerilerimize
teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Ali Paşa Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerine yapılmakta olan İl Müftülüğü binasının üst camlarının haç işaretine benzediği iddiaları Kütahya’da büyük yankı uyandırmıştı.
Ülke genelinde çok revaçta bulunan ve Adalet Bakanlığı tarafından dikkat
çekilen “Arabulucuk” konusunda merak edilenleri, Kütahya Arabuluculuk Merkezi
A.Ş.‘ye sorduk. İşte çok merak
edilen sorulara verilen cevaplar.
Alınan bilgiye göre, Arabuluculuk sayesinde binlerce konu
davalık olmadan, adliyeye dahi gitmeden çözüme kavuşturuldu. Birkaç istisna
hariç hemen hemen tüm hukuki uyuşmazlıklar arabulucular vasıtasıyla
arabulucukta çözümlenebiliyor, hem de barışçıl yollardan.
Kütahya
Arabuluculuk Merkezi A.Ş. yetkililerine bu konuda merak edilenleri sorduk.
yenikutahya.com için verilen özel bilgiler, dava açmadan önce fikrinizi
değiştirecek cinsten.
Türkiye’de 2013 yılından beri uygulanan Arabuluculuk, 1 milyondan fazla uygulama sayısı ve nerdeyse %70’lik anlaşma sağlama oranıyla, ülkemizde sorunları dava ile çözme anlayışını bütünüyle değiştirmiş gözüküyor.
HUKUKİ PROBLEMLERİN
TEK ÇÖZÜM YERİ MAHKMELER DEĞİL
Hukuk uyuşmazlıklarının mahkeme temelli çözme yöntemleri,
sorunu çözmek bir yana daha ağır bir ilişki bozulmasına neden olabilmektedir.
Sorunun taraflarından birinin karşı tarafı dava etmesi, tarafların adliyede
hakime haklılıklarını ispat için diğerini suçlaması, sorun çözmek bir yana,
tarafların kalıcı olarak birbirlerine düşmanlık duymasına neden olmaktadır. Davanın
kamplaştıran psikolojisi, seneler alan yargılama düzeni, mahkemelerin
popülaritesini kaybetmesine neden olmaktadır. “İlk önce mutlaka mahkeme” yerine
başka bir barışçıl çözüme
ihtiyaç vardır.
ARABULUCULUK DAVA
SAYISINI AZALTIYOR
Alacağını tahsil edemeyen, kendisinden haksız alacak
talebinde bulunulduğunu düşünen, ortağıyla- eşiyle – çevresiyle sorun
yaşayanlara sıkça rastlıyoruz. Çalıştığı şirketten ücretini alamayan, mülk ve
kiraya bağlı sorunlar yaşayan, aldığı cep telefonu veya kendisi için ciddi
birikimiyle satın aldığı otomobilde sürekli sorunla muhatap kalan, kiracı
olduğu yerde kendisinden sürekli daha yüksek kira istenen olmak gibi örnek
olarak belirtilen çok durumda arabuluculuk ile çözüm üretmek mümkündür.
ARABULUCULUKTA
ANLAŞMA VARSA, ARTIK DAVA YOKTUR
Dava açılmadan önce taraflar arabulucu huzurunda anlaşırsa, artık anlaşılan konuda dava olmaz. Bununla birlikte mahkemede görülmekte olan bir davada da taraflar arabulucu huzurunda anlaşabilirse, artık mahkemedeki dava, bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kalkar. Bu haliyle arabuluculuk varsa dava yoktur. Yani arabuluculuk soruna kesin çözümdür.
MAHKEMELERDE 4 YIL,
ARABULUCULUKTA BELKİ DE 1 SAATTE ÇÖZÜM
Dünyada da, ülkemizde de uyuşmazlıkları mahkemelerde çözmek
seneler alır. Davayı kazanmak, bazen sadece elde davayı kazandığınızı belirten
bir mahkeme kararı ile kalakalmaktır. Arabuluculukta ise bir
toplantıda, belki de 1 saatte çözüm imkânı vardır. Arabuluculuk anlaşma
belgesinin mahkeme kararı ile eşdeğer icra edilebilirlik seviyesinde olması
özellikle önemli bir avantajdır.
ARABULUCULUKTA HARÇ
VE VERGİ YOKTUR
Arabuluculuk
mahkemeye başvuru şeklinde bir maliyete neden olmaz. Ne harç, ne vergi, ne
bilirkişi ücreti ne de karar/ilam harcı gibi maliyetler yaratmaz. Taraflar
sadece Adalet Bakanlığı’nın belirlediği düşük oranlardaki arabulucu ücretini
eşit olarak ödemek durumundadırlar. Bu haliyle pahalı mı diye düşünenler için
açıkça söylemek gerekir ki “Arabuluculuk
pahalı değil, aksine paha biçilemez bir çözüm yöntemidir.”
Arabuluculuk klasik toplantı şeklinde yapıldığında dahi,
kalabalıklar sözkonusu olmadığından ve adliyeler gibi binlerin girip çıktığı
alanlar yerine temizlik tedbirleri gayet rahatça alınabilen Arabuluculuk Merkezleri’nde
yapılabildiği için Covid-19 şartlarında çok daha sağlıklı yerlerdir.
Bunun yanında arabuluculuk, taraflar fiziken bir araya
gelmeden SKYPE, WHATSAPP, ZOOM, FACETIME gibi yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu
haliyle sağlık riski taşıyanların evinden veya bulunduğu yerden arabuluculuk
toplantısına katılması bugünlerde arabulucularca sürekli imkan verilen bir
durumdur. Bu haliyle arabuluculuk sadece vatandaşlarımızın menfaatini değil
sıhhatini korumak için de en uygun uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
YA HAKLARIMI
BİLMİYORSAM HUKUKİ GÜVENCEM VAR MI?
Haklarını bilmediğini ya da hakkının hukuki savunmasını
yapamayacağını düşünen taraflar için avukat tutma kolaylığı da vardır.
Arabuluculukta hem başvurucu taraf hem de karşı taraf kendisini bir avukatla
temsil ettirebilir. Böylece vatandaşların kendilerini hukuki güvence altında hissetmeleri
amaçlanmıştır.
ARABULUCULUK BİR
YARGILAMA MIDIR?
Hayır. Arabulucukta tarafların haklı ya da haksız olduğuna karar verilmez. Aksine her iki tarafın da ekonomik, sosyal, psikolojik ve hukuki menfaati doğrultusunda çözüm amaçlanır.
Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı Eğmir köyünde yaşayan 3
yaşındaki SMA hastası Hasret için bir yardım seferberliği başlatıldı.
Yaşama Destek Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hakan
Özbay ve derneğin diğer üyelerince organize edilen yardım seferberliğinde,
sosyal medya aracılığıyla Hasret’in acil olarak çözülmesi beklenen sorunlarına
çare aranıyor.
Dernek başkanı Hakan Özbay’ın yaptığı paylaşımlar şöyle:
“Herkese hayırlı akşamlar, SMA hastası Hasret kızımız
için gerekli olan cihazlar.
1- Ayakta dik duruş sehpası parapodyum cihazı : 5.000 TL
2- Oksijen cihazı : 4.500 TL
3- Nebülizatör hava buhar makinesi : 300 TL
4- Öksürük cihazı : 23.000 TL
5- Bipap cihazı : 4.500 TL
5 günde 10.000 TL toplandı, yarın Hasret kızımızı alacağız
ve ölçülerini verip en acil alınması gereken dik duruş sehpasının siparişini
verdik. Dikilme sehpası siparişle alınıyor. Oksijen cihazı ve buhar makinesi
alındı Geride 2 cihazımız kaldı.
Abileri ve ablaları hep birlikte bu kızımızın bir an önce
ihtiyaçlarını giderelim. Bu yavrumuza hep beraber umut olalım. Allah’ın izni
ile inşallah tez zamanda yürümeye başlayabilir.
İletişim numaramız 0553 638 73 28 Hakan ÖZBAY Yaşama Destek Yardımlaşma
ve Dayanışma Derneği
Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, yılbaşı dolayısıyla
4 günlük sokağa çıkma yasağının gündeme gelebileceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr.
Mustafa Necmi İlhan, “Koronavirüs salgınına karşı yılbaşında hareketliliği
azaltmak için 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının söz konusu
olabileceğini” söyledi.
İlhan, 31 Aralık Perşembe gününe denk gelen yılbaşı için sokağa çıkma kısıtlamasının alınabileceğini belirterek, “Belki 31 Aralık’tan başlayıp 4 günlük bir kısıtlama söz konusu olabilir. Böylece yılbaşı vesilesi ile toplumda insanların hareketliliği de azalmış olur, dışarıda bir araya gelme engellenmiş olur, ev içinde bir araya gelme engellenmiş olur. Biliyorsunuz Ramazan Bayramı’nda da aynı kısıtlamayı yapmıştık. Şimdi 4 gün daha bir kısıtlama ile enfeksiyonun önü alınmaya çalışılabilir” dedi.
Bir tiyatro sanatçısı olan Hüseyin Şen, sosyal deneye imza
atmak için, kentin en işlek caddesinde dilenci gibi davranıp, yarım saat
içerisinde 60 lira para topladı. Topladığı paraları sahiplerine geri vererek,
vatandaşlara dilenciler konusunda uyarıda bulunan Şen, “Dilencilik artık bir
meslek haline geldi. Dilencilik yaparak insanların duygularını sömürenler
tiyatro içinde tiyatro oynuyorlar” dedi.
Adana’da yaşayan tiyatro oyuncusu Hüseyin Şen, dilenciliği
meslek haline getirerek haksız yoldan para kazanıp insanların duygularını
sömüren dilencilerle ilgili sosyal sorumluluk projesi başlattı. Şen, yanında getirdiği
eski kıyafetleri giyerek Adana’nın en işlek caddelerinde rol yapıp, kendisini
acındırarak para dilendi. Yaklaşık yarım saatte 60 lira para toplayan Şen, para
veren vatandaşlara tiyatro oyuncusu olduğunu, rol yaptığını söyleyerek
paralarını iade etti.
Dilencilerin ülkenin kanayan yarası olduğunu dile getiren
Hüseyin Şen, “Dilenciliği meslek haline getirenler var. Dilenmek
İslamiyet’e aykırı bir durumdur. Zaten maddi durumu olmayan bir insan dilenemez
ve gururuna yediremez. Ben de meslek haline gelmiş olan dilenciliği anlatmaya
çalışacağım. Dilencilik artık bir meslek haline geldi.”
“Dilenciler duygu sömürüsü yapıyorlar. Kendilerine bir
kılıf uyduruyorlar. Kimi yanlarına bir çocuk, kimi eline bir baston alarak
duygu sömürüsü yapıyorlar. Numaradan yerlerde sürünüyorlar. Keşke bunları
yapmak yerine gidip çalışsalar. Dilencilik yaparak insanların duygularını
sömürenler tiyatro içinde tiyatro oynuyorlar” dedi.
Şen’in hasta taklidine inanarak para veren Salih Erige
isimli vatandaş, engelli olduğunu düşündüğü için para verdiğini belirterek,
“Bir daha dilencilere inanıp para vermem” dedi.
Allah rızası için sadaka niyetine para verdiğini söyleyen
Bülent Pala, “Biz Türk milleti olarak çok duyarlıyız. Bazı dilenciler
‘Allah rızası’ diye ısrar edince vicdanıma yenik düşüp para veriyorum. Arkadaşa
baktığımda engelli zannettim. O yüzden para verdim” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Şen’in dilenci rolüne inanan bir diğer vatandaş
Meryem Çelik ise, “Ben ve eşim de engelliyiz. Engellinin halinden engelli
anlar” diye konuştu.
Alperen Akdemir isimli kuş ve yaban hayatı fotoğrafçısı,
Kütahya’da çektiği fotoğraflarla gündemdeki yerini koruyor. Akdemir, Türkmendağı’nda
Bozkurt görüntülemeyi başardı.
Yaklaşık 3 yıldır Türkiye’nin ve Kütahya’nın çeşitli
bölgelerinde kuş ve yaban hayvanlarının fotoğraflarını çeken Alperen
Akdemir’in, Türkmendağı civarında, “Geyik Çıkabilir” uyarı tabelasının
önünde çekmiş olduğu geyik fotoğrafı ile sosyal medyada büyük beğeni toplamıştı.
Alperen Akdemir bu defa da aynı dağda Bozkurt’u görüntülemeyi başardı.
Konuyla ilgili olarak yenikutahya.com’a açıklama yapan
Alperen Akdemir, çektiği fotoğrafın hikayesini anlattı:
“Bugün 4 Ekim Hayvanları koruma günü. Böyle anlamlı bir
günde daha gün doğmadan arkadaşım Zafer Yıldız ile Türkmendağı’na doğru yola
çıktık. Yaban hayatta kuşları ve diğer canlıları izlemek ve görüntülemek benim
için bir tutku. Bozkurt, daha önce görüntüleyemediğim bir memeli hayvandı.
Çünkü yaşam alanlarının daralması ve kaçak avcılık yüzünden ülkemizde 4 bin – 5
bin birey kaldığı düşünülüyor.
Onu görüntülemek oldukça zor. Kamuflaj giyinmek ve
görünmeden çadırda uzun saatler beklemek gerekiyor. Bu şartlarda bile
karşılaşmak bir mucize. Bugün nihayet bunu başardım.
Bozkurt üstün koku alması, keskin görüşü, güçlü hafızası ve
güçlü çene kasları olan bir yırtıcı. Gece tıpkı gündüz gibi görebiliyor.
Ülkemizde avlanması yasak ancak kaçak olarak avlanıyor. Ancak Kurt, ekosistem
için çok faydalı bir canlı. Otçul hayvanları dengede tutuyor ve hastalıkların
yayılmasını engelliyor. Yaban hayatı fark edip korumak hepimizin görevi. Dünya
sadece bize ait değil. Böyle anlamlı bir günde lütfen kaçak avcılık
faaliyetlerine şahit olursanız 112’yi arayıp bildiriniz…”
Visit Kütahya tarafından paylaşılan ve 111 yıl öncesine ait
olduğunu belirtilen fotoğraf, şehirdeki çınar ağaçlarının yaşlarının yeniden
tespitini gündeme getirdi.
Visit Kütahya sosyal medya hesabı, o dönemde Hükümet Konağı olan ve şuanda Adliye Binası olarak kullanılan tarihi binanın, 1909 yılında çekilmiş fotoğrafını paylaştı.
Fotoğrafta, o dönemde binanın çevresinde hiç bir ağaç gözükmezken, halen binanın girişinde bulunan çınar ağacının kayıtlardaki yaşı 336 yıl olarak yer aldı.
Çınar ağacı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında “336 yıllık anıt ağaç” olarak tescillendi.
Tarihi fotoğraf, Kütahya’daki yüzlerce anıt çınar
ağaçlarının yaşlarının doğruluğu ile ilgili soru işaretlerini de beraberinde
getirdi. İHA
Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet
Erbaş’ın öncülüğünde Şehit Saru Batu Savcı Bey Derneği’nin başvurusu sonrası,
Şehit Saru Batu Savcı Bey’in mezarı ve Akmeşhed şehitliği korunması gereken
taşınmaz kültür varlığı olarak tescillendi.
Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet
Erbaş’ın öncülüğünde Şehit Saru Batu Savcı Bey Derneği, Şehit Saru Batu Savcı
Bey’in mezarı ve Akmeşhed şehitliği için korunması gereken kültür varlığı
başvurusunda bulundu.
Kütahya ili, Domaniç ilçesi, Karaköy, Alçay/Akmeşhed
mevkiinde bulunan Ertuğrul Gazinin oğlu Şehit Saru Batu Savcı Bey’in mezarı ve
Akmeşhed şehitliği olarak belirlenen alan, Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü
uzman raporu doğrultusunda korunması gereken kültür taşınmaz varlığı olarak
tescillendi.
KORUMA BÖLGE KURULUNDAN İZİN ALINMADAN BÖLGEYE ÇİVİ
ÇAKILAMAYACAK
Kütahya ili, Domaniç ilçesi, Karaköy, Alçay/Akmeşhed
mevkiinde bulunan Ertuğrul Gazi’nin oğlu Şehit Saru Batu Savcı Bey’in mezarı ve
Akmeşhed şehitliğinin tescil edilmesi istemine ilişkin; Şehit Saru Batu Savcı
Bey Derneği’nin Ağustos 2019’taki başvurusu, Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu Müdürlüğü, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Tespit ve
Planlama Dairesi Başkanlığı, Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü, Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün raporları sonrasında tescili
gerçekleşti.
Kütahya ili, Domaniç ilçesi, Karaköy, Alçay/Akmeşhed
mevkiinde bulunan Ertuğrul Gazinin oğlu Şehit Saru Batu Savcı Bey’in mezarı ve
Akmeşhed şehitliği olarak belirlenen alanın Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü
uzman raporu doğrultusunda 2863 sayılı yasa kapsamında korunması gerekli kültür
varlığı olarak tescil edilmesinin uygun olduğuna, koruma alanının kararımız eki
haritada gösterildiği şekliyle uygun olduğuna, koruma alanı sınırları
içerisinde Koruma Bölge Kurulundan izin alınmadan herhangi bir fiziki ve inşai
müdahalede bulunulmamasına, karar verildi.
Frig Vadisindeki binlerce yıllık geçmişe sahip kayalara
oyulan mağaralardaki doğal buzdolabı, görenleri hayrete düşürüyor. Yaklaşık 3
bin yıllık tarihi kayalar, ziyaretçi akınına uğruyor.
Afyonkarahisar, Kütahya ve Eskişehir sınırları içerisinde yer alan Frig Vadisi birçok gizemi barındırmaya devam ediyor. M.Ö. 12 ve 7. yüzyıllarda Orta Anadolu’nun batısına egemen olan Frigler, kayalara oydukları yapılar ile tanınıyor.
Kayalar içerisine oydukları yerleşim yerlerinde merdiven, pencere gibi detayların düşünülmesi ise Frigleri daha ilginç kılıyor. Friglerin yaşadığı İhsaniye ilçesine bağlı Beyköy Çukurca mevkiinde halk arasında ’40 Merdivenlik Kayalıklar’ olarak bilinen bölgede yer alan bir mağaranın zeminine yapılan yaklaşık 1×1,5 metre ebadında ve 1,5 metre yüksekliğindeki oyuk adeta doğal bir buzdolabını anımsatıyor.
Friglerin M.Ö. yiyecek ve içeceklerini saklamak için yaptıkları ve doğal bir buzdolabına benzeyen oyuğu bugünkü kiler gibi de kullanarak tahıllarını sakladıklarına inanılıyor.
“HERKESİN GELİP GÖRMESİNİ İSTİYORUZ”
Beyköy Köyü Muhtarı Ahmet Devrim, bölgeye daha fazla önem gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Mağralarda birçok gizemin olduğunu savunan Devrim, bölgenin turizme daha fazla kazandırılması gerektiğini söyledi.
Frig Vadisini herkesin gelip görmesi gerektiğini aktaran Devrim, “Mağaranın içinde o güne ait malzemelerin çürümemesi için doğal buzdolabına benzer bir oyuk var. Havalandırması ve merdivenleri var.
O dönemdeki bir yerleşim bölgesi burası. Herkesin gelip görmesini istiyoruz, daha bilinmeyen birçok yer var” diye konuştu. İHA-AFYONKARAHİSAR
Kütahyalı üretici Şaban Tekin, bahçesinde yetiştirdiği 40
kilo 100 gram ağırlığındaki bal kabağını 300 TL’ye satabileceğini söyledi.
Kütahya merkeze bağlı Ahmetoluğu köyünde yaşayan 73
yaşındaki Şaban Tekin, bahçesinde 40 kilo 100 gram ağırlığında bal kabağı yetiştirdi.
Tekin, yaptığı açıklamada, beldede yaklaşık 50 yıldır
tarımla uğraştığını ve ilk kez bu büyüklükte bir kabak yetiştirdiğini ifade
etti.
Kabak fidelerini mayıs ayında bahçesine ektiğini belirten
Tekin, “Bahçedeki domatesi, biberi, salatalığı, karpuzu, kavunu nasıl
yetiştirdiysem kabağı da aynı şekilde doğal yetiştirdim. Kabağı her gün düzenli
olarak suladım, bakımını yaptım. Kabağın bu kadar büyüyeceğini tahmin
etmiyordum. Kabağı görenler çok şaşırıyor” diye konuştu.
Dev kapağı Kütahya merkezdeki iş yerine sergileyen Tekin,
müşteri çıkması halende kabağı 300 TL’ye satabileceğini sözlerine ekledi. İHA
Çalışmadan kolay yoldan zengin olmak isteyenlerin verdiği
zararlar bitmiyor. Merkeze bağlı Karaağaç köyü yakınlarındaki Horasan Erenleri
olarak bilinen karşılıklı iki türbede define arayan kendini bilmezler, yaklaşık
800 yıllık yapıya da mezarlara da zarar verdi.
Merkeze bağlı Karaağaç köyü yakınlarında bulunan ve yaklaşık
800 yıldır ayakta kalmayı başaran Horasan Erenleri türbeleri, defineciler tarafından
talan edildi.
Dumlupınar Gazetesinin haberine göre, karşılıklı iki türbenin bulunduğu Karaağaç köyü sakinleri de türbelere zarar veren define avcılarına tepkili. Müslüman mezarında define ve benzeri şeylerin olmadığını bilmeyecek kadar cahil olan define avcıları türbelerin duvarlarına ve sandukaların altlarına zarar vermiş.
Selçuklu mimarisi ile yapıldığı görülen türbelerin dış duvarları da kendini bilmez bazı kişilerin yazı yazması ile tahrip edilmiş halde.
Kütahyalı Mutasavvıf Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz.’ne ait yol ortasındaki türbe görenleri hayrete düşürüyor. Yol ortasında kalan türbeyi belediye iki defa kaldırmak istedi, ikisinde de kepçe kırıldı. Görgü tanığı o anları anlattı…
Gökten Ceylan – AFYONKARAHİSAR – İHA
Afyonkarahisar’ın Çavuşbaş Mahallesinde yıllardır yol ortasında duran “Askeri Baba” isimli Mutasavvıf Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz. ait türbe görenleri hayrete düşürüyor.
Belediye tarafından 1960’lı yıllarda bulunduğu yerden
kaldırılmak istenirken kepçelerin bozulduğu bilinen türbenin yol ortasında
olmasına rağmen çevresinde hiçbir trafik kazası da yaşanmadığı belirtiliyor.
Aslen Kütahyalı olan Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz.’nin
Afyonkarahisar’a 17. yüzyılda müderris olarak geldiği biliniyor.
Afyonkarahisar’ın kültürel ve mânevi hayatı bakımından
önemli yere sahip olduğu, o dönem Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz.’nin bugünkü
sağlık ocağının bulunduğu yerdeki Hisarardı Medresesi’nde müderrislik yapan
önemli zatlardan biri olduğu da biliniyor.
Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz., uzun yıllar Halveti Şeyhi olarak irşat görevinde bulundu.
Mutasavvıf, divan şairi olan Gülaboğlu Muhammed Askeri Hz.,
4 bin beyitlik divanında aruz ve hece ölçüleriyle yazdığı nutku şeriflerde hakikati
anlattı. Bu arada ayetlerden ve hadislerden faydalanan Muhammed Askeri Hz., 280
civarındaki beyitte 59 ayete yer verdi.
Muhammed Askeri Hz.’nin divanının bir nüshası
Afyonkarahisar’da, biri Konya’da ve üçüncüsü İstanbul Üniversitesi kitaplığında
bulunuyor. 35 yılın ardından Hakk’a yürüyen Muhammed Askeri Hz.’nin bugün
türbesinin olduğu yere defnedildiği biliniyor. Bazı kaynaklarda ise kabri şerifinin
Kütahya’da olduğu belirtiliyor.
1978 yılında Hisarardı Medresesi’nin bakımsızlıktan dolayı
harabeye dönmesinin ardından bölgeye sağlık ocağı yapılarak vatandaşların
hizmetine sunuldu.
1960’lı yıllarda bölgede belediye tarafından yapılan istimlak ile alan imara açılarak bugünkü mahalle konumuna geldi. Fakat o tarihten bu yana kutsal sayıldığı için türbeye dokunulmadı ve yol ortasında kaldı. Çift şeritli yolun geçtiği Göksu Caddesi üzerinde bulunan türbeden dolayı yol bir yerden sonra tek şeride düşüyor. Buna rağmen bölgede hiç trafik kazası yaşanmaması ise dikkat çekiyor.
“TÜRBEYİ ALMAK İSTEYEN KEPÇE İKİ DEFA KIRILDI”
Mahalle sakinlerinden 71 yaşındaki Ali Erdem, çocukluğundan
bu yana mezarın şimdiki yerinde olduğunu ve kaldırılamadığını ifade etti.
Erdem, kendisinin 60 yıldan bu yanan türbenin yani başındaki evde oturduğunu
kaydederek, “Burası 60 yıldan bu yana burada ve buradaki kişi dervişmiş.
Buralar mezarlıkmış ve alanı istimlak yapıyor belediye. Türbeyi almak isteyen
kepçe iki defa kırıldı. Ben bunu gördüm, buraya geldiğim sene oldu bu olay. Ama
artık herkes alıştı, türbe olduğu için herkes alıştı ve gelip geçenler dua
okuyor” dedi.
Kütahya’da yaşayan Ali Hikmet Çetmi, bir aracın altında
kalarak ölen kirpinin dört yavrusuna sahip çıktı, “insanlık ölmedi”
dedirtti. Kirpileri biberonla evinde sütle besleyen Çetmi “Başka
hayvanlardan zarar görmemesi için yavruları akşamları evimize alıyoruz. Gündüz
ise belli saatlerde doğal ortamlarından kopmamaları için bahçeye
çıkarıyoruz” dedi.
KÜTAHYA -AA
Kütahya’da bir kişi, arabanın altında kalarak ölen kirpinin
dört yavrusunu biberonla evinde besliyor.
Sultanbağı Mahallesi’nde yaşayan 3 çocuk babası Ali Hikmet
Çetmi (41), bahçesindeki anne kirpinin, bir aracın altında kalarak ölmesinin
ardından dört yavrusuna sahip çıktı.
Çetmi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bahçesindeki kirpinin yaklaşık 20 gün önce doğum yaparak dört yavru dünyaya getirdiğini söyledi.
Bir hafta önce anne kirpinin, caddeden geçen bir arabanın
altında kaldığını belirten Çetmi, “Kirpi yavrularının annesiz kalınca ve
bir şey yiyemediklerini görünce onlara sahip çıktık. Onları nasıl beslememiz
konusunda internette araştırma yaptım ve sütle beslenebileceklerini öğrendim.
Plastik bir şişeyi biberona dönüştürerek kirpi yavrularına süt vermeye
başladım.” diye konuştu.
İlk günlerde yavru kirpilerin korktukları için top halinde
durduklarını anlatan Çetmi, kirpilerin alışmaya başladıktan sonra açıldıklarını
aktardı.
Gözleri yeni açılan yavru kirpilerin zarar görmemesi için
çaba harcadıklarını dile getiren Çetmi, “Başka hayvanlardan zarar
görmemesi için yavruları akşamları evimize alıyoruz. Gündüz ise belli saatlerde
doğal ortamlarından kopmamaları için bahçeye çıkarıyoruz. Çocuklarım ilk
zamanlarda korkuyorlardı. Artık onlar da alıştılar.” dedi.
Çetmi, kendi yaşamlarını sürdürebilecek duruma gelene kadar
kirpi yavrularını beslemeyi sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Nişanları için Kütahya’dan Eskişehir’de bulunan Espark
Alışveriş Merkezine yüzük almaya gelen çift, burada yapılan otomobil ödüllü
çekilişe katıldı. Evlendikten sonra son model otomobil kazandıklarını öğrenen
talihli çift, çifte mutluluk yaşadı.
ESKİŞEHİR – İHA
Kübra Balta ve Cahit Balta çifti, evlenmeden birkaç ay önce
nişan yüzüklerini almak için Espark Alışveriş Merkezi’ne geldi. Yüzüklerini
alan çift, burada gerçekleşen otomobil ödüllü çekilişe katıldı. ECE Türkiye
tarafından yönetilen Espark Alışveriş Merkezinde noter ve Milli Piyango
yetkilileri huzurunda gerçekleşen çekiliş sonucu son model lüks otomobil, Kübra
Balta’ya çıktı. Otomobili teslim almaya gelen talihli çiftin mutluluğu
gözlerinden okundu.
“BİZİM İÇİN DÜĞÜN HEDİYESİ OLDU”
Çekiliş sürecinde evlendikleri için çifte mutluluk
yaşadıklarını aktaran Felsefe Öğretmeni Kübra Balta, “Biz araba çekilişi
yapıldığı süre zarfında nişanlıydık. Daha doğrusu nişan alışverişi için
Kütahya’dan gelmiştik. Alışverişlimizi yaptık eşim de bize yüzük almıştı. Kupon
aldık ve çekilişe katıldık. Birkaç tane kupon vermiştik ama benim adıma olana
çıktı. Hatta bu pandemi süreci yüzünden biraz ertelenince biz o süre zarfında
evlendik. Nikahtan 2 hafta sonra da çekilişi kazandığımız duyduk. Bizim için de
bir düğün hediyesi oldu. İkisi de çok heyecanlı ve güzel şeylerdi. Heyecanlı bir
dönem yaşadık ve üstüne bu olunca hem şaşırdık, hem de heyecanlandık. Bugün de
buradayız ve teslim alıyoruz” diye konuştu.
“BİR GÜN ÖNCESİNE KADAR ARAÇ BAKIYORDUM”
Otomobilin kendilerine çıktığını öğrenmeden bir gün önce
satın almak için otomobil baktığını belirten Avukat Cahit Balta, “Çok mutlu
olduk. Heyecan bastı önce emin olmadık. Akşama kadar anca emin olabildik. Biz
de zaten araç almayı düşünüyorduk. Hatta bir gün öncesine kadar ben araçlara
bakıyordum. Çok mutlu olduk böyle olunca. Bize de bir düğün hediyesi gibi oldu”
şeklinde konuştu.
Çekilişe katılımın yoğun olduğunu söyleyen Espark Alışveriş
Merkezi Müdürü Berkay Damgacı ise şunları söyledi;
“Nikahta keramet var derler. Biz de Espark olarak çiftimize
bir düğün hediyesi vermiş gibi hissediyoruz. Allah inşallah kazasız belasız
kullanmayı nasip etsin. Çekilişimiz 15 Kasım 2019’da başlamıştı. 15 Mart
2020’ye kadar devam etti. Çekilişimizi normalde nisan ayında yapmayı
planlıyorduk ama pandemi sebebiyle 22 Haziran’a ertelemek zorunda kalmıştık. 500
bine yakın yoğun bir katılım oldu. Tekrardan çiftimizi tebrik ediyoruz.”
Öte yandan büyük ödül olan otomobilin yanı sıra çekilişe
katılan 2 kişi telefon 2 kişi de televizyon sahibi oldu.
Kütahya Kredi Yurtlar Kurumu Yesevi Öğrenci Yurdunda
karantinada 14 gün kalan bir vatandaş, odadaki Kur’an’ı Kerim’in içine 400 Euro
para ve bir de mektup bıraktı.
MEHMET YAYLIOĞLU – yenikutahya.com – ÖZEL HABER
Koronavirüs salgını nedeniyle yurt dışından uçakla
Kütahya’ya getirilen bir vatandaş, Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Yesevi Yurduna
yerleştirildi.
14 günlük karantina sürecinde burada kalan vatandaş, odanın gerçek sahibi olan öğrencilere verilmek üzere 400 Euro (3 bin 150 TL) bıraktı. Paraları Kur’an arasına bırakan vatandaş, öğrencilere hitaben de bir mektup bıraktı ve yurttan ayrıldı.
Konunun üzerinden aylar geçti ve odanın gerçek sahipleri olan öğrenciler yeniden odalarına yerleşti.
Öğrenci Medine Nur Sevinç, 13 Temmuz 2020 günü eşyalarını topladıktan sonra odayı boşaltı ve oda anahtarı ile Kur’an’ı yurt temizlik görevlisi Gülcan Kaymak’a teslim etti.
Odanın temizliği ile görevli personel Gülcan Kaymak öğrenci gittikten bir süre sonra odayı kontrol için yukarı çıktı. Bu arada Kur’an’a da bakan görevli, içinde 8 tane 50 Euro para ve mektubu gördü.
Durumu yetkililere bildiren Gülcan Kaymak, paralar ve mektubu bulduklarını tutanak ile imza altına aldılar.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, para imza karşılığında 4
öğrenciye paylaştırılacak.