Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından son dakika
açıklaması geldi. Bakanlık açıklamasında, koronavirüs tedbirleri kapsamında
araç muayene sürelerinin 30 Eylül’e kadar uzatıldığını bildirdi.
MEHMET YAYLIOĞLU – yenikutahya.com
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, normalleşme
süreci sonrasında araçlarını muayeneye götüren vatandaşların, muayene
istasyonlarında yoğunluk oluşturmalarının önüne geçilmesi ve virüsün
vatandaşlara olası etkisinin en aza indirilmesi amacıyla muayene süresinin
uzatılması kararı alındı.
Bu kapsamda, muayene süresi 3 Nisan-3 Temmuz tarihlerinde sona eren ve 17 Ağustos’a kadar muayenesi yaptırılamayan araçlar için söz konusu süre 30 Eylül’e kadar uzatıldı.
Karar gereğince vatandaşların hakları korunacak ve araç muayene sürelerini uzatanlardan yüzde 5’lik gecikme ücreti alınmayacak. Ayrıca, bu dönemde 420 bin aracın muayene edilmesi bekleniyor.
Koronavirüs pandemisi nedeniyle esnaf zor günler geçiriyor.
Bu nedenle hükumet esnaflar için kolları sıvadı. Yapılan düzenleme ile esnafa 3
ay boyunca 1.000 liralık hibe (gelir kaybı desteği) ve 750 liraya kadar kira
desteği olmak üzere toplamda 5 bin lira ödeme yapılacak. 1 milyon 239 bin
esnafa verilecek olan destek için e-devlet üzerinden başvurular ise bugün sona
eriyor. (11 Ocak 2021)
Tüm dünyayı etkileyen corona virüsü, Türkiye’de de ekonomik
olarak sıkıntılara yol açtı. Salgın tedbirleri nedeniyle esnaflar maddi olarak
zorluk çekmeye başladılar. Bu nedenle harekete geçen devlet esnaflar için hibe
ve kira yardımı vereceğini duyurdu.
KİMLERE DESTEK
VERİLECEK?
Esnaflara verilecek olan desteklerden, taksi, dolmuş ve
servis işletmecisi, pazarcı, terzi, oto tamircisi, lokantacı, pastaneci, kadın
ve erkek kuaförü, pansiyon, yurt, kreş ve düğün salonu işletmecisi gibi küçük
esnaf faydalanacak. Kira yardımını da ‘basit usule tâbi’ bulunan ve işyeri
kirada olan esnaflar faydalanabilecek.
DESTEK ÖDEME TUTARI
NE KADAR?
Yapılan açıklamalara göre, aylık 1.000 liradan 3 ayda toplam 3 bin lira hibe desteği alan bir esnaf, iş yeri kiraysa, büyükşehirlerde aylık 750 lira olmak üzere 3 aylık toplamda 2 bin 250 lira alabilecek. Böylece esnaflar toplam 5 bin 250 TL destek alabilecekler. Esnafın kiradaki işyeri, diğer şehirlerdeyse aylık 500 lira olmak üzere 3 ayda 1.500 lira kira desteği alacak. Bu durumdaki esnafa hibe ve kira desteği toplamı 4 bin 500 lira verilecek. Esnaf desteğine başvuruda bulunmak isteyenler bugün içerisinde e-devlet üzerinden başvuru işlemlerini gerçekleştirebilirler.
OYAK Maden Metalürji şirketlerinden Erdemir, Yıldız Holding
ve Gözde Girişim’le Kümaş Manyezit’in tamamının satın alınmasına yönelik
yapılan 340 milyon dolarlık anlaşmanın imzalandığını duyurdu. Anlaşmaya göre
yasal onayların alınmasıyla birlikte hisse devri gerçekleşecek.
OYAK, 2021’in ilk stratejik yatırımını gerçekleştirdi. OYAK
Maden Metalürji şirketlerinden Erdemir, nitelikli manyezit cevher sektörünün
dünyada en büyük maden işletmecilerinden, refrakter sektörünün Türkiye
pazarında önde gelenlerinden Kümaş Manyezit’i satın alma anlaşmasını imzaladı.
KAP’a yapılan açıklamada, Kümaş Manyezit’in tamamını 340 milyon dolara
bünyesine katan Erdemir, yasal onayların ardından hisse devrini
gerçekleştirecek.
ERDEM: “HEM HAMMADDE TEDARİKİ HEM İHRACAT POTANSİYELİ”
OYAK Genel Müdürü ve Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman
Savaş Erdem, Kümaş Manyezit’in satın alma anlaşmasıyla ilgili olarak
Türkiye’nin zengin ve kıymetli manyezit kaynaklarının verimli kullanılması, bu
varlıklardan sürdürülebilir getiri elde edilmesi, ülke ekonomisine katkıda
bulunulması ve kaynakların uluslararası entegrasyon için kullanılması
hedeflerine ulaştıklarını belirtti. Erdem, satın almayla ilgili şunları
söyledi: “Ülkemiz ve milli kaynaklar adına önem arz eden bu değeri OYAK
bünyesine katarak, demir, çelik ve çimento sektörlerindeki faaliyetlerimize
entegrasyon sağlamış olduk. Zengin rezerv ve hammadde avantajı ile birlikte hem
yerli sanayicilerimize hammadde tedariki anlamında fırsatlar yaratılması hem de
ihracat potansiyeli ile ülkemizi bu alanda da stratejik bir konuma taşıdık.”
DÜNYA REZERVLERİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 20’Sİ TEK BAŞINA KÜMAŞ’IN
Zengin manyezit ve dolomit maden bölgelerine sahip bir ülke
olan Türkiye, bu alanda stratejik öneme sahip. Dünyada üretilen nitelikli
manyezit cevherinin yaklaşık yüzde 20’sine sahip maden ocakları ile Kümaş
Manyezit A.Ş., Türkiye’deki toplam rezervinse yüzde 40’ından fazlasına sahip.
Nitelikli manyezit cevheri ile entegre olarak üretilen refrakter ürünlerinde
Türkiye’de sektör lideri olan Kümaş, yurt içi ve yurt dışı satışları ile demir
çelik, çimento, bakır başta olmak üzere kireç ve cam sektörleri için kritik
öneme sahip bir tedarikçi konumunda.
Kütahya’da 3 tesiste üretim yapan Kümaş, Türkiye’deki tüm
demir-çelik üreticilerinin manyezit bazlı refrakter ve harç ihtiyacını
karşılıyor. Toplam satış miktarını 2020’de bir önceki yıla oranla yüzde 14
artırmayı başaran Kümaş, yıllık yaklaşık 1,2 milyon ton cevher işleme
kapasitesiyle 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.
KÜMAŞ’IN TARİHÇESİ
1972’de Kütahya’da kurulan Kümaş, milli bir başarı hikayesi.
Kümaş, kurulmadan önce Kütahya’daki manyezit madeni Avusturyalı bir şirket
tarafından işletiliyordu. Türkiye’den ucuza bu madeni alan yabancı şirketler,
daha sonra Türkiye’deki başta demir çelik olmak üzere cam, çimento gibi
sektörlerdeki şirketlere ara mamul olarak pahalıya satıyordu. İşte bu duruma
son vermek için 1972 yılında devlet ve halk iş birliğiyle Kümaş kuruldu.
Türkiye’nin madenleri milli ve yerli Kümaş ile zenginleştirilerek kısa sürede
ihracata başlandı. 1980’lerde Türkiye’nin en büyük ihracatçı şirketleri arasına
giren Kümaş, 1995 yılında özelleştirme kapsamında Zeytinoğlu Holding’e satıldı.
2009 yılında TMSF’ye geçen Kümaş, 2012 yılında Yıldız Holding iştirakleri
arasına katıldı. Dünyanın önemli şirketleri arasına giren Kümaş’ın peşine
yabancı şirketler düştü. Hatta geçen yıl Avrupalı bir şirkete satılma aşamasına
gelen Kümaş, OYAK Grubu’nun son hamlesiyle milli ve yerli bir şirket olarak
kalmaya devam edecek.
Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürü Orhan Özçalık, yaban
domuzlarında şap hastalığı görülmesi üzerine, hayvan yetiştiricilerini uyardı. Kütahyalı
bazı avcıların yaban domuzlarındaki durumu fark etmesi konuyu ortaya çıkarttı.
Hayvanları bir anda öldürebilecek kadar tehlikeli bir
hastalık olan şap hastalığının yaban domuzlarında fark edilmesi, Kütahya İl
Tarım ve Orman Müdürlüğünü harekete geçirdi.
Hayvanların bir süre mera alanlarına çıkarılmaması
gerektiğine dikkat çeken Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürü Orhan Özçalık,
“İlimizdeki büyükbaş hayvanların tamamı aşılanmış olsa da farklı suşu
ihtimaline karşı hayvanlarınızı bir süre meraya çıkarmamanız önem arz ediyor”
dedi.
Yabani hayvanlardan alınan numunelerin laboratuara gönderileceğini belirten il müdürü Orhan Özçalık, “Üreticilerimizin işletmelerini dezenfekte etmeleri önemli bir tedbir olacaktır. Bu arada meralarımız da dinlenmiş olarak yeni sezona daha güçlü girecektir. Bizlere haber veren avcı dostlara teşekkür ederken, yetiştiricilerimize hastalıksız bereketli bir sezon diliyorum” ifadelerini kullandı.
Kütahya Fırıncılar Odası kaynaklarından edinilen bilgiye
göre, Kütahya’da ekmek fiyatları 1 Ocak 2021’den geçerli olmak üzere 2 TL’ye
çıktı.
Kütahya Manşet’in bildirdiği habere göre, yeni yılın ilk
zammı ekmeğe geldi. Kütahyalılar 1 Ocak 2021 Cuma gününden itibaren 270 gram
ekmeği 2 TL ödeyerek alabilecek.
Daha önce simit ve poğaça gibi unlu mamullere zam kararı
alan ancak ekmek fiyatlarında bir değişikliğe gitmeyen Kütahya Fırıncılar Esnaf
Odası, yeni yılın ilk gününden geçerli olmak üzere ekmeğe zam yaptı.
Kütahya’da yaşayanlar 270 gram ekmeği 2 TL’den tüketecek. Kütahya Fırıncılar Esnaf Odası Başkanı Murat Duran, zamla birlikte ekmek gramajının da arttığına dikkati çekti.
BİR KÜTAHYA TÜRKÜSÜ – Ben kendimi gülün dibinde buldum
Kütahya Belediyesi bugün toplu iş sözleşmesi imza töreninde
asgari ücreti 3200 TL olarak açıkladı. Belediye Başkanı Alim Işık, “Çalışanlarımızın
maaşlarını şartlar doğrultusunda en iyi hâle getirmek için çaba gösterdik” dedi.
Işık, “Belediyede çalışan bazı işçilerimizi kapının önüne koymadık ama hala istenilen performansı göstermiyor. Onları son kez uyarıyorum. Her çalışan bu uyarımı dikkate alıp, ona göre çalışsın. Bundan sonra gerekli işlemler yapılacaktır” dedi.
Gübretaş’a ait maden sahasında 3,5 milyon onsluk altın
varlığı tespit edildi. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü ve
Gübretaş Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, rezervin değerinin yaklaşık 6
milyar dolar olduğunu duyurdu.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü ve Gübretaş
Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Poyraz, Tarım Kredi iştiraki Gübretaş’ın Bilecik’in
Söğüt ilçesinde yer alan altın madeni sahasında gelinen son duruma ilişkin
değerlendirmede bulundu.
KOZA ALTIN’DAN DEVREDİLEN ARAZİ
Söz konusu sahanın 2008’de işletilmek üzere Koza Altın
şirketine verildiğini ancak şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi
üzerine Gübretaş tarafından sözleşmenin iptali için dava açıldığını anlatan
Poyraz, davaların 2019’un Aralık ayında temyiz aşamaları dahil sonuçlandığını
ve oradaki sahanın her türlü hakkıyla Gübretaş’a teslimine karar verildiğini
söyledi.
Poyraz, bu süreçte FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi
sürecinin yaşandığını ve Koza şirketinin TMSF’ye geçtiğini anımsatarak, şöyle
konuştu:
RAKAMLAR GÜNCELLENDİ
“Biz mahkeme aşamaları tamamlanır tamamlanmaz TMSF ve
Koza ile diyaloğa geçip, maden sahasıyla ilgili tüm devir sürecini tamamladık.
Maden sahasıyla ilgili geçmişten bugüne altın varlığının değerinin tespitine
yönelik sondaj çalışmaları vardı. Mahkemeler devam ederken sondaj çalışmaları
kısmen devam etti. Sondajlarla ilgili teknik dokümanlar ve verileri de Koza’dan
bedel karşılığı devraldık. Uluslararası akredite bir firmayla devraldığımız
bilgilere ilişkin rapor güncelleme çalışmalarına başladık. Kasım ayı sonu
itibarıyla da bu rapor kurumumuza teslim edildi.”
Bundan sonraki sürecin nasıl yönetileceğine ilişkin çalışma
da yaptıklarını ifade eden Poyraz, bu süreçte Gübretaş’a ait Gübretaş Maden AŞ
şirketini kurduklarını bildirdi.
“6 MİLYAR DOLAR CİVARINDA BİR DEĞERDEN
BAHSEDİYORUZ”
Poyraz, maden sahasındaki varlığın, Türk ekonomisi ve
Gübretaş açısından ciddi bir değeri ortaya koyduğuna dikkati çekerek, şu
değerlendirmede bulundu:
“Borsaya bildirdiğimiz raporda da sahada yaklaşık 3,5 milyon
ons kaynak olduğu ortaya konuldu. Bunun da 1 milyon 920 bin onsunun
kesinleşmiş, şu anda çıkarılmaya hazır altın rezervi olduğu ortaya konuyor.
Ayrıca 1,6 milyon onsun da kaynak olarak yüzde 83 oranında rezerve
dönüşeceğinin tespiti yapılıyor. Bu miktarı da hesaba katınca Söğüt altın
madeni sahasında yaklaşık 3,2 milyon ons civarında altın varlığından
bahsedebiliriz. Bugünkü fiyatlar üzerinden bunu da değer olarak ortaya koymaya
kalktığımızda yaklaşık 6 milyar dolar civarında bir değerden bahsediyoruz.”
“TÜRKİYE’DE İLK, DÜNYADA DA İLK 5’E GİRECEK YOĞUNLUKTA
ALTIN DEĞERİNE SAHİP”
Bu madenin, dünyada da sayılı madenler arasında yer aldığını
vurgulayan Poyraz, “Belki Türkiye’de ilk, dünyada da ilk 5’e girecek
yoğunlukta altın değerine sahip. Dünya ortalamalarının yüzde 2-3 civarında
olduğu düşünüldüğünde, buradaki ortalama 1 ton toprak yığını içindeki altın
varlığı ortalama oranı yüzde 8,6. Bu oran maden sahasının bazı yerlerinde yüzde
12’lere, 14’lere çıkıyor. Sondajlar bunu ortaya koyuyor. Bu da işletme
maliyetinin ne kadar düşük olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
“KENDİ İMKANLARIMIZ VE EKİPLERİMİZLE ÇIKARACAĞIZ”
Genel Müdür Poyraz, Türk ekonomisine bu madeni kazandırmak
için ciddi hazırlıklar yürüttüklerini ve yerli imkanlarla çıkarılacağını şöyle
açıkladı:
“İşletmesini farklı bir firmaya verebilirdik ya da
başka bir firmayla ortak olabilirdik ancak Gübretaş Maden AŞ şirketini
yapılandırarak Gübretaş’ın gücü, Tarım Kredi’nin desteğiyle bu madeni kendi
imkanlarımız, kendi ekiplerimiz, kendi yatırımlarımızla çıkarıp Gübretaş, Tarım
Kredi ve Türk tarımına kazandırma kararını verdik. En son verdiğimiz nihai
karar, biz bunu milli, yerli kaynaklarla Tarım Kredi ve Gübretaş iş birliğiyle
Maden AŞ’yi doğrudan doğruya bu işi yapacak şekilde teşkilatlandırarak, teknik
anlamda donatarak, finansman anlamında destekleyerek kendimiz yapacağız.
Buradan elde ettiğimiz değeri de Gübretaş’a kazandırıp, şirketin tesislerinde,
yenileme yatırımları ve yeni yatırımlarla Türk tarımına ve ekonomisine
kazandıracağız. Teknik hazırlıklarımız ve finansman çalışmalarımız hızla devam
ediyor, 2 yıl içinde buradaki madeni Türk ekonomisine kazandıracağız. 2 yıl
içinde ilk altını çıkartıp, Türk ekonomisinde değere dönüştürmeyi
hedefliyoruz.”
“BUNU MİLLİ BİR MESELE OLARAK GÖRÜYORUZ”
Altının ülke ekonomileri açısından önemine dikkati çeken
Poyraz, şunları kaydetti:
“Bugün için yaklaşık 6 milyar dolarlık varlığın Türkiye
ekonomisine katkısının bunun çok üzerinde olacağı muhakkak. Biz bunu milli,
ülkemizin bir meselesi olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın milli ekonomi
hassasiyetini yakinen biliyoruz. Biz bunu milli imkanlarla milli ekonomiye
kazandırma noktasında Gübretaş ve Tarım Kredi olarak üzerimize ne düşerse
yapacağız. 2 yıllık hedef koyduk kendimize, bu sürede bu değeri ekonomimize
kazandırmaya başlayacağız. Hızlı şekilde teknik çalışmalarını ve orayla bağlantılı
kalan resmi prosedürleri yerine getirip, yatırım sürecine geçeceğiz. Gübretaş
Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Karaman’ın da Maden AŞ’ye Genel Müdür olarak
atamasını yaptık.”
Madene ilişkin uluslararası akredite kuruluş tarafından hazırlanan raporun da bu yatırıma ilişkin finansman konusunda önemli imkan sağlayacağına işaret eden Poyraz, finansman boyutunda kendileriyle çalışmak isteyen kuruluşların bulunduğunu söyledi. Poyraz, bu yatırımın Bilecik ve Söğüt’ün ekonomisine ve istihdamına da ciddi katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Altıntaş Zafer OSB’de 124 milyon TL’lik yatırım için yer tahsisi yapıldı. Fabrikada ilk etapta bin 400 kişi çalışacak. Yuteks Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Kütahya’ya 124 milyon TL’lik yatırım kararı aldı.
Kütahya Altıntaş Zafer Organize Sanayi Bölgesinde (OSB)
faaliyete geçmesi ve ilk etapta bin 400 kişiye istihdam sağlanması hedeflenen
tekstil fabrikasının yer tahsisi imza töreni Kütahya Valisi Ali Çelik’in
katılımıyla gerçekleştirildi.
Valilik Toplantı Salonunda düzenlenen imza törenine Vali Çelik’in yanı sıra Altıntaş OSB Yönetim Kurulu Üyeleri İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Murat Koyak, Altıntaş Belediye Başkanı Arif Teke, KÜTSO Başkanı İsmet Özotraç, KÜTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Öncel, Zafer OSB Müdürü Göksel Ilgaz ile Yuteks Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Uğur katıldı.
Kütahya Valisi Ali Çelik, imza töreninde, sevindiren açıklamayı yaptı…
VALİ ÇELİK: “İLK ETAPTA BİN 400 İNSANIMIZA EKMEK KAPISI OLACAK”
“124 milyon TL tutarında yatırımın Kütahya’ya
kazandırılmasının sevincini yaşıyoruz” diyen Kütahya Valisi Ali Çelik, “70
bin 532 m2 tahsis edilen alanda kurulacak tekstil fabrikasında ilk etapta bin
400, 3. yılda 2 bin 200 vatandaşımız istihdam edilecek. Emeği geçenlere
teşekkür ediyorum. Şehrimize, insanımıza hayırlı olsun” dedi.
Kütahya’nın coğrafi konumu ve sahip olduğu yatırım
avantajlarıyla önemli imkânlar sunduğunu kaydeden Vali Çelik, Kütahya’ya
yatırım yapmak isteyen yatırımcılara gereken her türlü desteğin verileceğini
söyledi.
Konuşmanın ardından Vali Ali Çelik ile Yuteks Tekstil
Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Uğur, yer tahsis sözleşmesini imzaladı.
Ülkemizde yaşanan trafik kazaları genellikle; ihmalkârlık,
dikkatsizlik, acelecilik, stres ve yorgunluk gibi pek çok sebepten
gerçekleşebiliyor. Kaza sonrası ise araç sahiplerinin en çok merak ettiği
konular devreye giriyor. Trafik kazalarından sonraki süreçte Arabuluculuk var
mıdır? Trafik sigortası kaç günde ödenir? Trafik sigortasında diğer haklar
nelerdir? Trafik sigortası tazminatı için gerekli evraklar? Trafik sigortası
yararları nelerdir? Gibi sorularının cevaplarını derledik.
TRAFİK KAZALARI TAZMİNAT DAVALARINDA ARABULUCULUK NE İŞE YARAR?
Trafik kazasında ZMMS sigortacıya karşı tazminat
taleplerinde Arabuluculuk başladı. Hem
Sigortacı, hem de zarar gören sigortacıya
başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde tazminat tutarında anlaşma sağlayamadığı
durumda, anlaşma sağlayamadığı tutar için arabulucuya başvurabilecek.
Kütahya’da yaşayanlar için bu konuda destek alabileceğiniz
kurumu araştırdık.
Bu haberde geçen tüm konularla ilgili olarak buraya tıkladığınızda, açılan sayfadaki bilgiler size yardımcı olacaktır. yenikutahya.com olarak verdiğimiz linkin yüzde yüz güvenilirliğini onaylıyoruz.
Herhangi olası bir kaza durumunda 3. şahıslar olmak üzere
karşı tarafa gelen zararları güvence altına alan hizmete trafik sigortası
denilmekte. Hasar ödemeleri konusunda bilgi vereceğimiz yazının devamını
okuyarak daha ayrıntılı bilgi edinmek suretiyle trafik sigortanızı bir an önce
yaptırın.
TRAFİK SİGORTASINDA TAZMİNAT KAÇ GÜN İÇİNDE ÖDENİR?
Sigorta sahibinin trafik sigortası kapsamında bulunan ve
sorumluluk yüklenilecek bir durumu en kısa sürede sigorta şirketine bildirmek
gerekmektedir. Gerçek hasar tespitinin yapılmak suretiyle önleyici tedbirler
almak hasar ihbarının zamanında yapılmasıyla daha doğru hizmet sunumu
gerçekleşecektir.
Trafik sigorta teminatının doğru işlenmek suretiyle şayet
maddi hasar varsa ‘maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı’ da tutmak
suretiyle bildirim sağlamalısınız.
Karşı tarafla anlaşamadığınız bir durum gerçekleşmesi
halinde 155 Polis İmdat’ı aramak suretiyle gerekli belgelerin sigortaya
ulaştırılmasını sağlamanız gerekmektedir. Belgelerin teslimin ardından 8 iş
günü içerisinde ödeme gerçekleştirilecektir. Poliçelerde açıkça belirtilen en
önemli nokta zamanında bilgi verilmesidir. Bu takdirde 8 iş günü içerisinde
kolaylıkla ödeme alınabilmektedir.
TRAFİK SİGORTASI
DİĞER HAKLARI NELERDİR?
Belgelerin zamanında teslim edilmesi halinde tazmin ödemesi
durumları maddi zararlar içerisinde 3 gruba ayrılmaktadır.
Bunlar; bedeni zararlar, daimi sakatlık ve vefat
durumlarında gerçekleşen tazmin bedeli olarak gösterilebilir.
KAZA SONRASI İSTENEN
BELGELER NELERDİR?
Bedeni zararlı tedavi masrafları durumunda istenen belgeler;
trafik kaza tespit tutanağı, tedavi masraflarını gösterir belge ve fatura, kati
hastane raporu, mağdur kişinin banka ve şube IBAN no, zarar gören araç
fotoğrafları istenmektedir. Bedeni zararlar daimi sakatlık durumu söz konusu
ise; kaza tespit tutanağı, sakatlık derecesine ait hastane heyet raporu, zararı
gören kişinin son gelir belgesi, kişinin banka şube ve IBAN numaraları
istenmektedir.
Vefat halinde ise; kaza kusurunu gösterir trafik kaza tespit
tutanağı, savcılıktan onaylı ölüm muayene tutanağı, vukuatlı nüfus kayıt
örneği, veraset ilamı, vefat eden kişiye ait son gelir belgesi, vefat eden
kişiye ait banka şube ve IBAN numarası istenmektedir.
Trafik sigortası ile olası istenmeyen kazalar sonrasında
bütçenizi koruma olanağı bulursunuz. Kaza anı ve sonrasında yaşanan
sıkıntıların yanı sıra maddi hasar ile de uğraşmamak istiyorsanız zorunlu
trafik sigortasını zamanında yaptırmanızda yarar vardır. Trafik sigortası için
en uygun fiyatı veren firmayı internet üzerinden kolayca ve hızlıca tespit
etmeniz mümkündür. Bu sayede uygun fiyatlarla trafik sigortasını yaptırmak
suretiyle hem kendinizi hem de bütçenizi koruma altına alma şansı elde edersiniz.
Kütahya’da uzun yıllardır unlu mamuller üretip satan Benli
Fırınının 3. kuşak işletmecisi Emre Emrah Yeşil, geliştirdiği donmuş simit ile
dikkati üzerine çekmeyi başardı. Yeşil, “Karantina günlerinde bile taze ve
sıcak simit yemek isteyenler için bu fikri geliştirdik” dedi.
Babası Mehmet Yeşil’in kurduğu Benli Simit Fırınını işleten
genç girişimci Emre Emrah Yeşil, başarılı çalışmaları ile örnek olmaya devam
ediyor. Bugün üretilen bir simit, dondurulmuş simit sayesinde birkaç gün sonra
ısıtılıp taze taze tüketilebiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Yeşil şunları
kaydetti:
“Koronavirüsün ülkemizi etkisi altına almasından sonra bizim
esnaf olarak işlerimizde bir düşüş meydana geldi. Hakeza insanlarımız da
sağlıklarını düşünerek çok kalabalık ortamlara girmiyorlar. Kalabalık ortamlara
girme mecburiyetlerinde işlerini halledip hemen çıkıyorlar. Biz de bundan
dolayı simidimizi insanların sokağa çıkamadıkları günde bile fırından yeni
çıkmış gibi yiyebilmeleri için dondurulmuş simit geliştirdik. Bizim Kütahya’da
yaptığımız klasik simidimizi derin dondurucuda saklayarak isterlerse 4 ay sonra
çıkartıp pişirerek evlerinde tüketebilecekleri duruma getirdik.”
“EVDE KAL” GÜNLERİNE DESTEK İÇİN ÜRETMİŞLER
Benli Fırını işletmecisi Emre Emrah Yeşil, “Hedefimiz şuan
Kütahya’da evinden çıkamayan, sabah kahvaltılarında simidi bir vazgeçilmez olan
herkesin evine ulaştırabilmek. Biz özellikle Kütahya merkezde belirli bir adet
ve üzerindeki siparişlerde, insanların dışarıya çıkmalarını gerektirmeden
Kütahya’da satış yapabiliyoruz. Ayaklarına kadar götürüyoruz. Aynı zamanda bu
gelişime de açık bir uygulama. Biraz daha inovatif yapı ve teknoloji
kullanılarak bu ürün Kütahya dışına da hatta ülke dışına da çıkartılabilir.
Uzun vadede amacımız budur” diye konuştu.
SIRADA TOSUNUM BÖREĞİ VAR
İlerleyen günlerde ihracat bile düşündüklerini söyleyen
Yeşil, “Tabi bu sadece simit ile alakalı bir durum değil Kütahya’nın yöresel
bir ürünü olan Tosunum’u da aynı şekilde bu projeye dahil etmek istiyoruz. Şuan
Ar-Ge çalışması içindeyiz. Bu şekilde dondurucuya koyarak ülkemizde ve dünyada
kim nerede istiyorsa 6 – 7 dakika içerisinde pişirme süresinde yiyebileceği bir
kıvama getirmek istiyoruz. Şuan simit olarak başladık ama mercimekli ve
patetesli Tosunum’u da derin dondurucuya koymayı hedefliyoruz. Bu da bir iki
aylık süre içerinde gerçekleşecek. Bizler de elimizi taşın altına koyarak
pandemi sürecini göz önünde bulundurarak fiyat artışı gerçekleştirmiyoruz.
Dondurucu, paketleme masraflarını yok sayarak tezgâh satış fiyatımızda devam
ediyoruz” ifadelerini kullandı.
BENLİ SİMİT FIRINI 56 YILDIR ÜRETİYOR
Kuruluş ve gelişme süreçlerini anlatan Emre Emrah Yeşil,
“Biz 1964 yılından beri babamız tarafından Kütahya’da başlatılan fırıncılık
mesleğini devam ettiriyoruz. 1979 yılından beri de şuanda bulunduğumuz Benli
Fırınındayız. Bu işi 3. nesil temsilcisi olarak devam ettiriyorum. Bizim
mottomuz ‘Burada taze simit satılmaz’dır. Biraz mizahi bir yanı da vardır. Taze
simidin süresi 6 saattir, lakin sıcak simidin süresi 20 dakikadır. Bu fırında
her 20 dakikada bir sıcak simit çıkışı yapılır. Bu fırından ülkenin dört bir
yanına ürünlerimiz gidiyor. Kütahya’ya gelen yerli turistler yöresel
ürünlerimizi yanlarında götürüyorlar” şeklinde konuştu.
Ülke genelinde çok revaçta bulunan ve Adalet Bakanlığı tarafından dikkat
çekilen “Arabulucuk” konusunda merak edilenleri, Kütahya Arabuluculuk Merkezi
A.Ş.‘ye sorduk. İşte çok merak
edilen sorulara verilen cevaplar.
Alınan bilgiye göre, Arabuluculuk sayesinde binlerce konu
davalık olmadan, adliyeye dahi gitmeden çözüme kavuşturuldu. Birkaç istisna
hariç hemen hemen tüm hukuki uyuşmazlıklar arabulucular vasıtasıyla
arabulucukta çözümlenebiliyor, hem de barışçıl yollardan.
Kütahya
Arabuluculuk Merkezi A.Ş. yetkililerine bu konuda merak edilenleri sorduk.
yenikutahya.com için verilen özel bilgiler, dava açmadan önce fikrinizi
değiştirecek cinsten.
Türkiye’de 2013 yılından beri uygulanan Arabuluculuk, 1 milyondan fazla uygulama sayısı ve nerdeyse %70’lik anlaşma sağlama oranıyla, ülkemizde sorunları dava ile çözme anlayışını bütünüyle değiştirmiş gözüküyor.
HUKUKİ PROBLEMLERİN
TEK ÇÖZÜM YERİ MAHKMELER DEĞİL
Hukuk uyuşmazlıklarının mahkeme temelli çözme yöntemleri,
sorunu çözmek bir yana daha ağır bir ilişki bozulmasına neden olabilmektedir.
Sorunun taraflarından birinin karşı tarafı dava etmesi, tarafların adliyede
hakime haklılıklarını ispat için diğerini suçlaması, sorun çözmek bir yana,
tarafların kalıcı olarak birbirlerine düşmanlık duymasına neden olmaktadır. Davanın
kamplaştıran psikolojisi, seneler alan yargılama düzeni, mahkemelerin
popülaritesini kaybetmesine neden olmaktadır. “İlk önce mutlaka mahkeme” yerine
başka bir barışçıl çözüme
ihtiyaç vardır.
ARABULUCULUK DAVA
SAYISINI AZALTIYOR
Alacağını tahsil edemeyen, kendisinden haksız alacak
talebinde bulunulduğunu düşünen, ortağıyla- eşiyle – çevresiyle sorun
yaşayanlara sıkça rastlıyoruz. Çalıştığı şirketten ücretini alamayan, mülk ve
kiraya bağlı sorunlar yaşayan, aldığı cep telefonu veya kendisi için ciddi
birikimiyle satın aldığı otomobilde sürekli sorunla muhatap kalan, kiracı
olduğu yerde kendisinden sürekli daha yüksek kira istenen olmak gibi örnek
olarak belirtilen çok durumda arabuluculuk ile çözüm üretmek mümkündür.
ARABULUCULUKTA
ANLAŞMA VARSA, ARTIK DAVA YOKTUR
Dava açılmadan önce taraflar arabulucu huzurunda anlaşırsa, artık anlaşılan konuda dava olmaz. Bununla birlikte mahkemede görülmekte olan bir davada da taraflar arabulucu huzurunda anlaşabilirse, artık mahkemedeki dava, bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kalkar. Bu haliyle arabuluculuk varsa dava yoktur. Yani arabuluculuk soruna kesin çözümdür.
MAHKEMELERDE 4 YIL,
ARABULUCULUKTA BELKİ DE 1 SAATTE ÇÖZÜM
Dünyada da, ülkemizde de uyuşmazlıkları mahkemelerde çözmek
seneler alır. Davayı kazanmak, bazen sadece elde davayı kazandığınızı belirten
bir mahkeme kararı ile kalakalmaktır. Arabuluculukta ise bir
toplantıda, belki de 1 saatte çözüm imkânı vardır. Arabuluculuk anlaşma
belgesinin mahkeme kararı ile eşdeğer icra edilebilirlik seviyesinde olması
özellikle önemli bir avantajdır.
ARABULUCULUKTA HARÇ
VE VERGİ YOKTUR
Arabuluculuk
mahkemeye başvuru şeklinde bir maliyete neden olmaz. Ne harç, ne vergi, ne
bilirkişi ücreti ne de karar/ilam harcı gibi maliyetler yaratmaz. Taraflar
sadece Adalet Bakanlığı’nın belirlediği düşük oranlardaki arabulucu ücretini
eşit olarak ödemek durumundadırlar. Bu haliyle pahalı mı diye düşünenler için
açıkça söylemek gerekir ki “Arabuluculuk
pahalı değil, aksine paha biçilemez bir çözüm yöntemidir.”
Arabuluculuk klasik toplantı şeklinde yapıldığında dahi,
kalabalıklar sözkonusu olmadığından ve adliyeler gibi binlerin girip çıktığı
alanlar yerine temizlik tedbirleri gayet rahatça alınabilen Arabuluculuk Merkezleri’nde
yapılabildiği için Covid-19 şartlarında çok daha sağlıklı yerlerdir.
Bunun yanında arabuluculuk, taraflar fiziken bir araya
gelmeden SKYPE, WHATSAPP, ZOOM, FACETIME gibi yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu
haliyle sağlık riski taşıyanların evinden veya bulunduğu yerden arabuluculuk
toplantısına katılması bugünlerde arabulucularca sürekli imkan verilen bir
durumdur. Bu haliyle arabuluculuk sadece vatandaşlarımızın menfaatini değil
sıhhatini korumak için de en uygun uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
YA HAKLARIMI
BİLMİYORSAM HUKUKİ GÜVENCEM VAR MI?
Haklarını bilmediğini ya da hakkının hukuki savunmasını
yapamayacağını düşünen taraflar için avukat tutma kolaylığı da vardır.
Arabuluculukta hem başvurucu taraf hem de karşı taraf kendisini bir avukatla
temsil ettirebilir. Böylece vatandaşların kendilerini hukuki güvence altında hissetmeleri
amaçlanmıştır.
ARABULUCULUK BİR
YARGILAMA MIDIR?
Hayır. Arabulucukta tarafların haklı ya da haksız olduğuna karar verilmez. Aksine her iki tarafın da ekonomik, sosyal, psikolojik ve hukuki menfaati doğrultusunda çözüm amaçlanır.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi corona virüs salgını ve salgının ekonomiye etkileriyle mücadele gündemiyle toplandı. Dört saat süren toplantının ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, corona virüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan yeni kararları açıkladı. İşte 5 maddede alınan yeni kararlar…
1- YILBAŞINDA 4 GÜN SOKAK KISITLAMASI
Yeni tip corona virüsle (Covid-19) mücadele kapsamında 31 Aralık Perşembe saat 21.00’den 4 Ocak Pazartesi günü saat 05.00’e kadar kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
2- KİRA DÜZENLEMESİ
Yıl sonuna kadar yüzde 20’den 10’a indirilen gayrimenkul
kiralarındaki stopaj oranının uygulama süresi 1 Haziran 2021’e kadar uzatıldı.
Yüzde 18’den yüzde 8’e indirilen iş yeri kiralama hizmetlerindeki KDV oranı 1 Haziran 2021’e kadar yüzde 8 olarak uygulanmaya devam edecek.
3-KDV İNDİRİMİ
Konaklamadan yeme içmeye, yolcu taşımacılığından bakım onarıma birçok sektörü kapsayan KDV indirimlerinin süresi 1 Haziran 2021’e kadar uzatıldı.
4- ESNAFA KİRA DESTEĞİ
İş yeri kira olan esnafa 3 ay süreyle büyükşehirlerde aylık 750 lira, diğer illerde ise 500 lira kira desteği verilecek.
5- ESNAFA DESTEK ÖDEMESİ
Salgından doğrudan etkilenen esnaflara 3 ay süreyle ayda
1000 lira destek ödemesi yapılacak.
Hibe şeklinde verilecek destek ödemesinden taksi, dolmuş ve servis işletmecisi, pazarcı, terzi, oto tamircisi, lokantacı, pastaneci, kadın ve erkek kuaförü, pansiyon, yurt, kreş, düğün salonu işletmecisi gibi kesimler faydalanabilecek.
Kütahya’da indirim çılgınlığı internette arama sonuçlarına da yansıdı.
“Black Friday, Efsane Cuma, Süper Cuma, Efsane Günler” derken
neredeyse Türkiye’deki tüm e-mağazalar indirime girdi. Kütahya’da yaşayanlar, yaptıkları alışverişle kargo hareketliliğini yüzde 100
artırdı.
İsmi ilk olarak 2015’te duyulan Black Friday, 2016 yılında yavaş yavaş Türkiye e-ticaret sektörüne girmeye başladı. İlk yükselişini 26 Kasım 2017 tarihinde gösterdi. 2018 yılında alışveriş çılgınlığı düşüş yaşadı. 2019 ve 2020’de “Black Friday, Efsane Cuma, Süper Cuma, Efsane Günler” gibi farklı isimlerle zaman içerisinde arama hacmini değiştirdi ve Black Friday kelimesi koltuğu Efsane Cuma’ya kaptırdı.
Esfane Cuma adıyla yapılan kampanyalara Kütahya genelinde
büyük bir rağbet gösterildiği ortaya çıktı. Kütahya’daki kargo firmaları ve
kuryeler, Geçtiğimiz Kasım ayı ve Aralık ayının ilk haftasında iş hacmini yüzde
yüz artırdı. Pandemi nedeniyle yoğunlaşan kargo taşımacılığı bir de üstüne
“Efsane Cuma” kampanyaları ile resmen pik yaptı.
Ekonomik anlamda firmaların satış taktiği olarak kullanılan
Efsane Cuma, Kütahya’dan internet alışverişini de en üst düzeye çekti.
Özellikle giyim ve elektronik eşya konusunda ciddi artış yaşandığını belirten
kargo firmalarının yetkilileri, vatandaşlara sağlıklı bir hizmet vermek için ek
mesai saatleri uygulandığına dikkat çekti.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mehmet Zeki Adlı, tapuda her
işlemin artık internet üzerinden teyit edilmesiyle art niyetli insanların yeni
yönteminin, tapu sahiplerine benzer kişileri “dublör” olarak
kullanmak olduğunu belirtti.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mehmet Zeki Adlı, tapudaki
dolandırıcılıkların genelde kimlik, vekâlet, veraset intikal belgesi üzerinde
oynanarak yapılmaya çalışıldığını söyledi.
Son yıllarda işlemlerin internet üzerinden yapıldığını
anımsatan Adlı, “Artık birçok kamu kurumuyla biz manüel iş yapmıyoruz.
Tamamen sistemleri konuşturarak bilgi teyit ediyoruz, bilgi akışı sağlıyoruz.
Böyle olunca biz tapu işlemlerinde nüfus cüzdanı istemiyoruz artık. T.C. kimlik
numarası yeterli oluyor.
T.C. kimlik numarasına göre MERNİS’le bağlantı kuruyoruz.
Kimlik bilgilerini orada teyit ediyoruz. Kişi vekâletle geldiyse bu sefer
noterlerle bağlantı kuruyoruz, vekaleti orada teyit ediyoruz. İntikal
belgesiyle ilgili olunca UYAP’la bağlantı kuruyoruz, Adalet Bakanlığı ile teyit
ediyoruz.
Bu alanlar daralınca bu sefer sahteciliğe meyilli art
niyetli insanlar bu sefer farklı yöntemlere başvurmaya çalıştılar, dublör
kullanıyorlar. Dublörle sahte vekâlet tanzim edip onunla gelip işlem yapmaya
kalkıyorlar” diye konuştu.
“ZAFİYETİN OLDUĞU NOKTALARI MEMURLARIMIZ ZAMAN İÇİNDE
ÇOK İYİ ÖĞRENİYORLAR”
Tapu müdürlüklerinde görevli personelin, alanında eğitimli
kişilerden oluştuğunu ve ayrıca hizmet içi eğitimler aldığını belirten Adlı,
“Zafiyetin olduğu noktaları memurlarımız zaman içinde çok iyi
öğreniyorlar. Böyle olunca da bu tür art niyetli insanların, bu tür olaylarını
ortaya çıkarabiliyorlar.
Sadece bu sene 25 milyar lira değerindeki sahteciliğin önüne
geçti arkadaşlarımız; çok büyük bir rakam. Ağırlıklı olarak dublör kullanmak
suretiyle geliyorlar, kılık değiştiriyorlar, nüfus cüzdanında ona göre dublörün
resmini kullanıyorlar” dedi.
Personelin dikkati ve yapılan bağlantılarla bu kişilerin tespit edildiğini belirten Adlı, emniyetle iş birliği yapılarak bu kişilerin yakalandığını ve ciddi oranda sahteciliğin önüne geçildiğine dikkati çekti.
Uzun zamandır el değiştirmeyen gayrimenkullerin tespit
edildiğini veya yaşlı insanların gayrimenkulleri üzerinde sahtecilik yapılmaya
çalışıldığını anlatan Adlı, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
“Tavsiyem, her halükarda bizdeki bilgilerini
güncellesinler. Çünkü bizdeki bilgiler güncel olursa biz tapuyla ilgili bir
işlem olduğu zaman hemen cep telefonlarına mesaj gönderiyoruz.
Diyoruz ki ‘şu anda şöyle bir işlem’ var. O telefon numarası
bizde yoksa bu haberleşmeyi sağlayamıyoruz. Onun için bu bilgileri
güncellerlerse gayrimenkulleriyle ilgili bütün işlemlerden cep telefonlarına
gideceği için haberdar olurlar. Dolayısıyla bu tür şeylerin önüne geçerler. Bu
güncellemeyi e-Devlet kapısı üzerinden, çok rahat bir şekilde
yapabilirler.”
Kütahya Belediye Meclisi, 2. dönem 9. olağan toplantısında alınan karara göre, 2021 yılında belediye kiracısı olanlara kira zammı yapılmayacak. Konuyla ilgili öneri Kütahya Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği ve Kütahya Esnaf Derneği’nden gelmişti.
HABER – Elif YAYLIOĞLU – yenikutahya.com FOTOĞRAFLAR – Kütahya Belediyesi
Mülkiyetleri ve tasarruf yetkisi Kütahya Belediyesine ait
olan ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre ihale yoluyla kiraya
verilen taşınmazların, 2021 yılında uygulanacak olan kira bedellerine indirim
yapılması görüşüldü.
Konuyla ilgili olarak Belediye Emlak ve İstimlak Müdürü
Enver Yurt’a söz veren Belediye Başkanı Alim Işık, konuyla ilgili açıklama
yaptırdı.
Enver Yurt, “Mülkiyetleri ve tasarruf yetkisi Kütahya Belediyesi uhdesinde bulunan taşınmazların kiraları ile alakalı olarak pandemi sürecinden kaynaklanan zararların telafi edilmesi için, Kütahya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği kiraların düşürülmesi ya da mevzuat açısından uygun değilse 2021 yılı için kira artırımı yapılmaması ile alakalı bir talebi oldu. Biz bu talebi meclis gündemine aldıktan sonra, Kütahya Esnaf Derneği de aynı yönde bir talepte bulundu. Pandemi sürecinde kiraların düşürülmesi eğer uygun değilse kira artışı yapılmaması diye böyle bir talepte bulundu” diye konuştu.
Belediye Başkanı Alim Işık, bir meclis üyesinin
“Kiralarda bir indirim talebi var, indirim yapabilecek miyiz”
sorusuna cevap verdi. Işık, “İndirim yapamayacağız. Çünkü mevzuat buna
müsait değil. Ancak geçmişte olduğu gibi hükümetin bir genelge kapsamında
indirim öngören bir çalışması olursa tabii ki indirim yapılacaktır. Bizim
şuanda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre, 3 yıl boyunca
kullanmak üzere taşınmazlarımızı kiraladığımız kiracılarımızın şuanda böyle bir
talebi var. Bu talep karşısında ancak 2021 yılı için 1 Ocak tarihinden 31
Aralık tarihine kadar kira sözleşmesi yenileme zamanı gelmiş kiracılarımıza bir
yıl süreyle kira artışı uygulamamayı meclisimize getirmeyi uygun gördük. Ancak
biz bunu yapabiliriz. Aksi takdirde, şuanda uygulanan kirayı aşağıya indirmek
gibi bir yetkimiz yok. Kanunların hükümleri açık ancak kiraları artırmamayı bir
çözüm olarak meclisimiz uygun görürse, esnaflarımıza destek olarak bir yıl süre
ile kira artışından muaf tutulmalarını oylayabiliriz” ifadelerini
kullandı.
Esnaf Odaları Birliği’nin talebi doğrultusunda, ilgili
müdürlükler ve hukuk müşavirliğinin önerisi olan 3 maddenin oylamasına geçildi.
Belediye Meclisi toplantısına katılan üyelerin oybirliği ile 2021 yılında Mülkiyetleri
ve tasarruf yetkisi Kütahya Belediyesi uhdesinde bulunan taşınmazların kiralarının
artırılmamasına karar verildi.
Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası’nın
(EPGİS) tarafından yapılan açıklamaya göre bu gece yarısından itibaren geçerli
olmak üzere benzinin litre fiyatına 19 kuruş zam geldi.
Benzine gelen zammın ardından Kütahya’da ortalama 6,70
liradan satılan benzinin litresi 6.99 lira olacak.
EPGİS’ten yapılan açıklamaya göre; 12 Kasım 2020 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere; benzinde 19 kuruş/LT pompa satış fiyatlarına
yansıyacak şekilde artış olmuştur” denildi.
BENZİNE SON 1 HAFTADA 36 KURUŞ ZAM GELDİ
Öte yandan 4 Kasım’da yapılan açıklamada da benzinin litre
fiyatına 17 kuruş zam yapıldığını duyurulmuştu. Böylece benzine son 1 hafta
içerisinde 36 kuruş zam yapılmış oldu.
ZAM SONRASI BENZİN FİYATLARI NE KADAR OLACAK?
Bu fiyat artışıyla, Kütahya’da ortalama 6,81 liradan satılan
benzinin litre fiyatı 6.99 ila 7 lira civarında olacak. Benzinin litresi
İstanbul’da 6,77 liradan 6,96 liraya, İzmir’de 6,83 liradan 7,02 liraya
yükselecek.
AKARYAKIT FİYATLARININ HESAPLANMASI
Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz
piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler
baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor. Bu hesaplanma sonucunda
dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle
şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.
CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın TBMM’ye sunduğu
doğalgaz ve elektrikteki vergi indirimi AK Partili milletvekilleri tarafından
reddedildi. Vatandaş, ret olayına “bunlar kimin vekili” diye tepki gösterdi.
Dar gelirli vatandaşın belini büken vergiler yıllardır
hükümetler tarafından uygulanıyor. Doğalgaz ve elektrikten alınan yüzde 18’li
KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi teklifi hükümet tarafından kabul edilmedi.
CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın doğal gaz ve
elektrikten alınan yüzde 18’lik Katma Değer Vergisi oranının yüzde 1’e
indirilmesini öngören Kanun Teklifi, AK Partili vekillerin oylarıyla
reddedildi. Vekil Ali Fazıl Kasap açıklamasında şunları söyledi:
“İğneden ipliğe gelen zamlarla iyice artan hayat pahalılığı,
yurttaşı en temel harcamalarını dahi kısmaya itti. Sadece 2019’un ilk 9 ayında
3 milyon 365 bin abone borcunu ödeyemediği için elektriği kesildi. Yine 710 bin
doğalgaz abonesi borcunu ödeyemediği için doğalgazı kesildi. AK Parti
milletvekilleri, vermiş olduğum kanun teklifini reddederek bir kez daha
milletin yanında olmadıklarını göstermiştir. Karadeniz’de bulunan 320 milyar
metreküp doğal gaz rezervi sevindiricidir ama bu müjdeyi veren iktidar keşke şu
tarihten itibaren de doğalgaz faturalarında yüzde 30 indirim uygulayacağız
diyebilseydi. Özellikle Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında
sürekli değer kaybetmesi doğalgaz zamlarında etkili oluyor. İktidar, döviz
kuruna bakmıyor ama doğalgaz ve elektrik faturaları cep yakıyor. 2021 yılına
bir yandan koronavirüs salgını bir yandan da grip salgını ile birlikte
gireceğiz. Şüphesiz soğuk havaların başlamasıyla birlikte vatandaş elektrik ve
doğalgaz kullanımını arttıracak ama bu ekonomik buhranda vatandaş bu kadar
yüksek faturaları nasıl ödeyeceğim diye şimdiden kara kara düşünüyor. İktidar,
doğalgaz ve elektrik faturalarında indirim öngören kanun teklifimizi reddederek
vatandaşlarımızın yanında olmadığını bir kez daha göstermiştir” ifadelerini
kullandı.
Türkiye’nin en büyük tamamlayıcı mesleki emeklilik fonu olan
OYAK, bünyesinde bulundurduğu Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.
(Erdemir) üzerinden Kümaş Manyezit’i satın almak üzere Yıldız Holding ile
görüşmelere başladı.
OYAK Genel Müdürü ve Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman
Savaş Erdem “Bu adım, demir çelik ve çimento sektöründeki şirketlerimizle
önemli bir entegrasyon olacak ve maliyetlerimizi düşürecek. Kümaş, ihracatta da
önemli bir oyuncu ve Türkiye’ye döviz kazandıracak bir değer. Detaylı
incelemelerde bulunacağız ifadesini kullandı.
Dünya kriptokristalin manyezit cevherinin yaklaşık yüzde
20’sine tek başına sahip olan Kümaş’ın madenleri, demir çelik, çimento, bakır
başta olmak üzere kireç ve cam sektörleri için kritik öneme sahip bulunuyor.
Erdemir, nitelikli manyezit cevher sektörünün dünyada en
büyük maden işletmecisi, refrakter sektörünün Türkiye pazar lideri ve yabancı
yatırımcıların satın almak için gözdelerinden biri olan Kümaş Manyezit’i satın
almak üzere Yıldız Holding ile görüşmelere başladı. Yıldız Holding ve onun
girişim sermayesi şirketi olan Gözde Girişim ortaklığında faaliyet gösteren
Kümaş, dünya kriptokristalin manyezit cevherinin yaklaşık yüzde 20’sine sahip
ve ağırlıklı olarak demir çelik ve çimento sektörlerinde kullanılan refrakter
ürünlerini üretiyor. İç piyasadaki ihtiyacı karşıladığı gibi önemli oranda
ihracat da yapıyor.
İNCELEYECEK, TEKLİF VERECEK
1972 yılından bu yana Kütahya’da operasyonlarını sürdüren ve
2012 yılında Yıldız Holding bünyesine katılan Kümaş Manyezit A.Ş’yi satın alma
öncesinde kapsamlı inceleme (due diligence) çalışmaları yapan Erdemir;
finansal, hukuki ve operasyonel süreçlerin ardından teklif vereceğini açıkladı.
ERDEM: “HEM HAMMADDE TEDARİKİ HEM İHRACAT POTANSİYELİ”
Türkiye’nin zengin ve kıymetli manyezit kaynaklarının
verimli kullanılması, bu varlıklardan sürdürülebilir getiri elde edilmesi, ülke
ekonomisine katkıda bulunulması ve kaynakların uluslararası entegrasyon için
kullanılması hedeflerini gerçekleştirmek istediklerini belirten OYAK Genel
Müdürü ve Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Savaş Erdem; “Ülkemizin kaynaklarını
verimli kullanarak, hem yurt içinde hem de yurt dışında faaliyet gösteren OYAK
şirketleri içerisinde sinerji oluşturacak, hem milli ekonomiye katkı sağlayacak
hem de uluslararası platformda ülkemizi güçlü konuma taşıyacak hamlelerde
bulunuyoruz. Kümaş, sahip olduğu nitelikli rezervler nedeniyle hem yurt
içindeki hem de Avusturya, Hindistan, Çin gibi önemli refrakter üreticilerinin
bulunduğu ülkelerdeki yatırımcıların yoğun ilgisini çekmektedir. Bu değeri OYAK
bünyesine katabilmek, ülkemiz ve milli kaynaklar adına önem arz etmektedir.
Aynı zamanda bu yatırımla demir, çelik ve çimento sektörlerindeki
faaliyetlerimize entegrasyon sağlamayı planlıyoruz. Zengin rezerv ve hammadde
avantajı ile birlikte hem yerli sanayicilerimize hammadde tedariki anlamında
fırsatlar oluşturulması hem de ihracat potansiyeli ile ülkemizi bu alanda da
stratejik bir konuma taşımayı hedefliyoruz. OYAK olarak stratejik sektörlerde
konumlanmaya ve ülkemize katkıda bulunmaya devam edeceğiz” dedi.
DÜNYA REZERVLERİNİN
YAKLAŞIK YÜZDE 20’Sİ TEK BAŞINA KÜMAŞ’IN
Zengin manyezit ve dolomit maden bölgelerine sahip bir ülke
olan Türkiye, bu alanda stratejik öneme sahip. Dünyada üretilen nitelikli
manyezit cevherinin yaklaşık yüzde 20’sine sahip maden ocakları ile Kümaş
Manyezit A.Ş., Türkiye’deki toplam rezervinse yüzde 40’ından fazlasına sahip.
Nitelikli manyezit cevheri ile entegre olarak üretilen refrakter ürünlerinde
Türkiye’de sektör lideri olan Kümaş, yurt içi ve yurt dışı satışları ile demir
çelik, çimento, bakır başta olmak üzere kireç ve cam sektörleri için kritik
öneme sahip bir tedarikçi konumunda.
Türkiye’de milyonlarca kişi asgari ücret ile geçimini
sürdürüyor. Bu nedenle 2021 yılında asgari ücrete yapılacak olan zam miktarı
merak ediliyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk asgari ücret
hakkında açıklama yaptı. İşte Bakan Selçuk’un o açıklaması:
“Sene sonuna yaklaşırken en çok merak edilen konulardan biri de asgari ücret zammı. 2021 yılında asgari ücretin ne kadar olacağı merak ediliyor. Konu hakkında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk açıklamada bulundu. Bakan Selçuk tarafından yapılan açıklamada, “Bu yıl asgari ücretin tüm tarafların uzlaşısı ile tespit edilmesini diliyorum.” ifadeleri kullanıldı.
Aktif fay hatları bulunan Kütahya ili genelinde yapılan çalışmalar sonrasında, başvuru yapılan 571 binadan 544’ü “Riskli Yapı” olarak tespit edilip yıkıldı. Vatandaşlar “Riskli Yapı Tespiti” talebinde bulunmak üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ve bakanlıkça lisanslanan firmalara başvuru yapabiliyor.
EMİNE YAYLIOĞLU – ÖZEL HABER (yenikutahya.com)
İzmir’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında gözler
yeniden riskli yapılara çevrildi. Kütahya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden
edinilen son rakamlara göre, Kütahya il genelinde 571 yapı için başvuru
yapıldı. 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun” kapsamında bina sahipleri ya da malikleri, bakanlıkça lisanslandırılan
firmalar veya Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuruyor.
Riskli yapı tespiti talebinde bulunan vatandaşlar,
binalarının durumunu bu sayede öğrenmiş oluyor. Bu kapsamda Kütahya’da 571
“Riskli Yapı Tespiti” başvurusu yapıldığı kaydedildi. Bunlardan 544 bina (bin
828 bağımsız bölüm) Riskli Yapı olarak tespit edilerek onaylandı. 27 bina ise
riskli yapı olarak görülmediği için onaylanmadı.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kaynaklarından,
vatandaşlara toplam 9 milyon 100 bin TL civarında kira ödemesi yapıldığı
öğrenildi.
AK Partili bir grup vekilin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği kanun teklifi ile elektrikte kaçak kullanım bedeli vatandaştan kesilecek. Cumhurbaşkanlığı, gerekli görmesi durumunda uygulamayı 5 yıl daha uzatabilecek. Vatandaşlar soruyor, “Siz kimin vekilisiniz?”
Elektrik dağıtımı bir süre önce devletten alınıp özel
şirketlere verilmişti. Bununla birlikte kaçak elektrik kullanımına engel
olunamayınca, elektrikte kaçak kullanım bedeli, faturalarını düzenli ödeyen
vatandaşa kesilmişti.
AK Partili bazı milletvekilleri tarafından TBMM’ye getirilen
elektrikle ilgili yeni yasa teklifine göre, ülke genelindeki kayıp ve kaçak
elektrik kullanımının bedeli, bölgesel ayrıma tabi tutulmadan önümüzdeki 5 yıl
boyunca ulusal düzeyde tüm halkın elektrik faturalarına yansıtılacak.
Normalde 2015 yılında son verileceği söylenen bu sistem,
bölgesel farklılıklar azaltılamadığı için bu yılın sonuna kadar uzatılmıştı.
Şimdi bir 5 yıl daha uzatılarak ülke genelindeki tüm kaçak elektrik
kullananların faturası ‘eşit’ olarak 82 milyon vatandaşın sırtına yüklenmiş
olacak.
Bir grup AK Parti milletvekilinin TBMM’ye sunduğu Elektrik
Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’nde halkı yakından ilgilendiren kritik düzenlemeler yer alıyor.
Madencilik, doğalgaz ve elektrik alanlarında değişiklikler öngören teklifte,
elektrikteki kayıp ve kaçakların ulusal bazda hesaplanarak faturalara
yansıtılması yöntemine 31 Aralık 2025 tarihine kadar devam edilmesine, gerekli
görmesi halinde de Cumhurbaşkanının bu süreyi 5 yıl daha uzatması konusunda
yetki verilmesine ilişkin maddeler yer alıyor.
2013 yılında çıkarılan Elektrik Piyasası Kanunu ile
elektrikte 21 dağıtım bölgesine ayrılan Türkiye’de kayıp ve kaçakların bölgesel
bazda faturalara yansıtılmasına karar verilmiş, ancak geçiş süreci konularak 31
Aralık 2015 tarihine bölgesel hesaplamaya ara verilmişti.
Yasa uygulanmış olsa, 1 Ocak 2016’dan itibaren kayıp kaçakla
ilgili 21 dağıtım bölgesinin birbiriyle bağı koparılacak, her bölgenin kendi
kayıp ve kaçağı hesaplanıp o bölgede yaşayan halkın elektrik faturalarına
yansıtılacaktı.
Böylece örneğin İstanbul’un kayıp kaçağı Ankara’da,
Kayseri’de, Hakkari’de; Erzurum’un kayıp kaçağı da Trabzon’da, Zonguldak’ta,
İzmir’de, Kütahya’da yaşayan halkın faturalarına yansıtılmayacaktı. Ancak,
bölgeler arasındaki kayıp kaçak konusunda yaşanan uçurum verilen sözlere rağmen
azaltılamayınca 2015’te biten süre 31 Aralık 2020 tarihine uzatıldı. Bu sürenin
bitimine 2.5 ay kala uçurum hala devam etmesi üzerine bu sefer TBMM’ye sunulan
yeni teklifle sürenin 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatılması öngörüldü.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) resmi verilerine
göre 21 elektrik dağıtım bölgesinde yaşanan elektrik kayıp ve kaçak oranları
bölgelere göre yüzde 4.49 ile yüzde 51.32 arasında değişen büyük farklılıklar
gösteriyor.
Özelleştirmedeki amaç önce bu farklılığı en aza indirmek,
sonra da bölgesel hesaplamaya geçmekti. Mevcut uçurum düzeyiyle ulusal
hesaplama yerine bölgesel hesaplamaya geçilmiş olsa kaçağın çok olduğu
bölgelerde elektrik faturaları olağanüstü artacak, kayıp ve kaçağın az olduğu,
dağıtım maliyetlerinin düşük olduğu yerlerde faturalar düşecekti. Bu sistemle
kayıp ve kaçağın yoğun olduğu bölgelerde yaşayan vatandaşlar kaçak elektrik
kullanan kişiler hakkında devlet ve şirketler üzerinde daha güçlü bir baskı
kurabileceklerdi.